Karşı davacıların sahibi olduğu nama yazılı hisselerin gabin ve sair yazılı metodlarla davacı-karşı davalı şirket ve temsilcilerinin eline geçmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğü, hisse ilmuhaberlerinin iadesi, hissedarlığın tespiti istemi-
Davalı şirket yetkilisi davalı Sait ile aralarında imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine göre satışı kararlaştırılan daire için 160.000,00 TL ödeyerek sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, taşınmazın dava dışı arsa sahibi adına tapuda tescil edildiğini ileri sürerek öncelikle tapu iptal ve tescil ile sözleşmede kararlaştırılan 20.000,00 TL kira bedelinin, mümkün olmadığı takdirde 160.000,00 TL nin faiziyle birlikte ile davalılardan tahsiline-
Eser sözleşmesine ilişkin davada, davalı-karşı davacı taşeron, alacağını karşı dava tarihi itibariyle Türk Lirası olan karşılığını talep etmek suretiyle seçimlik hakkını kullandığı, Seçimlik hakkını kullandıktan sonra iradeyi sakatlayan sebeplerin bulunmaması dışında dönülmesinin mümkün olmadığı, Ödenmeyen alacağın ve ıslah ile arttırılan kısmının karşı dava tarihindeki T.C Merkez Bankası efektif satış kuruna göre karşılığı olan dava ve ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, Amerikan Doları üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Sözleşme geçersiz olduğuna göre yüklenicinin arsa sahiplerinin yararına gerçekleştirdiği ve onun tarafından kullanılması mümkün olan bir iş varsa onun bedelini isteyebileceği, bu durumda mahkemece, raporu veren bilirkişi kurulundan, yapılan işler üzerinde durularak, arsa sahibinin bu imalattan yararlanıp yararlanamayacağı konusunda ek rapor alınıp, bunların arsa sahipleri yararına olan kısmının bedeline hükmetmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi de talep edilmiş olmasına, kararın gerekçe kısmında inşaatın seviyesinin %23 olduğu ve davacı arsa sahibinin sözleşmenin feshini isteyebileceği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında sözleşmenin geriye etkili feshine dair hüküm kurulmamasının hatalı olduğu- Gecikme tazminatının olumlu zarar niteliğinde olduğu ve sözleşmenin feshi ile birlikte istenemeyeceği- Yargılama sırasında, davalı yüklenici, gerçek imalat bedelinin hesaplanması halinde, alacağını tahsil edebileceğini bildirdiğinden, bu beyanının mahsup talebi olarak kabul edilmesi ve bu durumda, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince, davalı yüklenicinin imalat bedelinin bilirkişi raporu alınmak suretiyle hesaplanarak, davada talep edilen bedelden mahsup edilmesi gerektiği-
Mahkemece; konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle, sözleşme konusu taşınmaza ilişkin imar planının iptal edilip edilmediği, iptal edildiyse yeni imar planına göre gerçekten inşaat alanının azalıp azalmadığının ve karşı davacı arsa sahiplerinin bundan dolayı zarara uğrayıp uğramadıklarının tespiti, zarara uğradılarsa miktarının belirlenmesi ve hüküm altına alınmasından, fesihle beraber müspet zarar talep edilemeyeceğinden gecikme tazminatı taleplerinin reddedilmesi ve yine karşı davacı şirketin mahrum kaldığı karın hesaplatılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Ayıplı maldan kaynaklanan sorumluluğu birden çok sebebe dayandırabilme imkânının bulunduğu durumlarda, aksine bir talebi olmadıkça tüketicinin en iyi şekilde tazminat hakkını elde edebileceği sorumluluk hükümlerine göre karar verilmesi gerektiği- İmar durumunda değişiklik yapılarak sözleşmede taahhüt edilenden farklı şekilde taşınmazın neredeyse tamamını kaplayacak genişlikte tek bina hâlinde bir alışveriş merkezi yapılması ile doğan uyuşmazlıkta bedel indirimini gerektirir aykırılığın var olup olmadığının objektif şekilde belirlenmesi gerektiği- Tazminat miktarının tespiti için satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile mevcut ayıplı hâldeki rayiç değerinin ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oranın, satış bedeline uygulanması gerekeceği-