Kiralananın bulunduğu binanın zemin katı ile ilgili herhangi bir yıkım kararının olmadığı, yıkım kararının üst katla ilgili olduğu ayrıca aynı kiralananla ilgili sonraki yeni kiracıya -Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından- işyeri açma ve çalışma ruhsatının verildiği, bu durumda kira sözleşmesinin daha başlangıcında kiralananın ayıplı olmadığı, akdin feshi veya sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığı, sözleşme kurulurken kiralananın ayıpsız olarak davacı kiracıya teslim edilmesi nedeniyle davalı kiraya verenin bir kusuru bulunmadığı, aksine davacı kiracı basiretli bir tacir gibi davranıp gerekli araştırmayı yapmadığı, yeterince özen ve çabayı göstermediği, kira sözleşmesinin yapılmasından itibaren 1 yıl 3 ay 20 gün gibi makul sayılamayacak uzun bir süre geçtikten sonra çalışma ruhsatı almak için başvuruda bulunduğu, kiralananı erken tahliye ettiği için kusurlu olduğu, hiç kimse kendi kusurundan kaynaklanan zarar için hak talebinde bulunamayacağı, bu nedenle davacı kiracı kiralananı tahliye ettiği tarihe kadar kira bedellerinden sorumlu olup, ödediği kira bedellerinin iadesini isteyemeyeceği ve mahkemenin davacının ödediği kira bedellerinin iadesine yönelik alacak talebinin reddine karar vermesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın davacı ve sözleşmeyi imzalayan arsa malikleri dışında başka paydaşlarının da bulunduğu, davalı yüklenici tarafından taşınmazın tüm paydaşları ile sözleşme imzalandığı ya da sözleşmeye onay verdikleri hususunun savunulmadığı anlaşılmış olduğundan sözleşme geçersiz hale gelmiş olup, feshin ancak geçerli bir sözleşme için söz konusu olabileceğinden, bu şekilde açılmış bir davada “Çoğun içinde az da vardır.” kuralı gözetilerek, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerektiği-
Asıl davada davacı iş sahibi sözleşmenin feshi nedeniyle ödediği iş bedelini istemekte haklı olduğundan asıl davanın kabul edilmesi, birleşen davada kâr kaybı talep edilmiş olup fesihte tarafların ortak kusuru olması nedeniyle kâr kaybı istenemeyeceğinden birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının takip talebinde belirtilen miktarında davalıdan bakiye iş bedeli alacağı bulunan davada, davalı iş sahibi davacı yüklenicinin keşide ettiği ihtarnameye rağmen süresi içinde barter çekini davacıya teslim etmeyerek temerrüde düştüğünden, davacının iş bedelinin nakit olarak talep etmekte haklı olduğu-
Mahkemece TTK vekili tarafından sunulan faturalar dosyaya ibraz edilmiş olmakla, davalı-birleşen dosya davacısı TTK tarafından ibraz edilen faturalar karşılaştırılarak, KDV alacağı denetime imkan verecek şekilde bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Gecikme tazminatında zamaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı- Tacir olan davacı şirket ile davalı arsa sahipleri düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, hem karşı dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 s. TTK. mad. 12/3 uyarınca ve hem de birleşen dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 s. TTK. mad. 19/2 uyarınca ticari iş niteliğinde olduğundan, davacı yüklenici şirketin avans faizi isteme hakkına sahip olduğu- TBK. mad. 99 uyarınca, ıslah talebi sırasında seçimlik hakkını dava tarihinde geçerli kur üzerinden kullanan davacının, artık bunu değiştirerek ıslah tarihindeki kur üzerinden talepte bulunmasının mümkün olmadığı-
Taraflar arasında düzenleme şeklinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı sırada yürürlükte bulunan imar planının ........ İdare Mahkemesi'nin ..... Esas, ......Karar sayılı kesinleşmiş ilamıyla iptal edildiği ve sözleşmenin 15 ve 16. maddelerinde belirtildiği üzere imar planının iptalinin geçerli sebep olarak sayıldığı, bu durumda yükleniciye atfı kabil bir kusurun yüklenemeyeceği, yeni bir imar planının da hazırlanma durumunun bulunduğu gözetilmeden cezai şart ve kira kaybı hakkında bu aşamada yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet olmadığı-
Davacının, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu, mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 24.10.2011 tarihinden 15.02.2013 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedildiği, ne var ki, davacının taşınmazı 23 Ekim 2011 tarihinde Van İlinde meydana gelen deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte işgal ettiğini belirten 06.08.2012 tarihli tutanakla fiilen teslim aldığının dosya kapsamında anlaşıldığı, öyleyse, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihi olan 06.08.2012 tarihine kadar ki dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklının, temerrüde düşen borçludan, BK. 106. vd. maddeleri çerçevesinde, "aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının" veya "aynen ifayı reddederek müspet zararının" yahut "sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini" seçimlik olarak isteyebileceği- Davacı sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediğinden, gerek sözleşme gerekse BK. mad. 106 vd.na göre, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep edebileceği- Mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 24.04.2011 tarihinden 01.05.2013 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedilmişse de, davacının taşınmazı, 23 Ekim 2011 tarihinde Van ilinde meydana gelen deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte işgal ettiğini belirten 25/12/2011 tarihli tutanakla fiilen teslim aldığı anlaşıldığından, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihi olan 25/12/2011 tarihine kadar ki dönem için davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, temerrüde düşen borçludan, BK 106. vd. maddeleri çerçevesinde, "aynen ifa" ve "gecikmeden dolayı uğradığı zararı"nın veya "aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazmini"ni seçimlik olarak isteyebileceği- Öncelikle bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini isteyen davacının, dgerek sözleşme, gerekse BK. 106 vd. maddelerine göre, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararının tazminini talep etme hakkına sahip olduğu- Mahkemece dava tarihi itibariyle taşınmazın teslim edilip edilmediğinin, güncel tapu kaydı da temin edilerek belirlenmesi, sözleşmede belirtilen tarihi ile teslim tarihi; teslim henüz yapılmamışsa dava tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatı talep edilip edilmeyeceğinin sözleşme hükümlerine göre araştırılması gerektiği-