İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında alacaklının icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için, davanın reddinin tek başına yeterli olmayıp, ayrıca takipte “haksız ve kötüniyetli” olduğunun kanıtlanmış olması gerekeceği-
Dava konusu çek zamanaşımına uğradığından kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilmiş olur. Bu nedenle temerrüdün BK.’ nun 101 maddesi hükmüne göre saptanması gerekmektedir. Davacı takipten önce ihtar çektiğini ve bunun karşı tarafa tebliğ edildiğini iddia edip ihtarname örneğini dosyaya sunmuştur. Bu durumda mahkemece bu yönde araştırma ve inceleme yapılıp ihtarname tebliğ edilmişse tebliğ tarihi ve ihtarnamede belirtilen sürenin eklenmesiyle bulunacak tarihin temerrüt tarihi olduğu gözetilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönler üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İşyeri su aboneliğinden doğan uyuşmazlıkların genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekeceği-
Yargıtay’ın bozma kararından sonra ilk hüküm geçerliliğini yitireceğinden, ona atıf sureti ile yeni hüküm tesis edilemeyeceği-
Temyiz(kesinlik) sınırının belirlenmesinde, temyiz isteminin ilişkin bulunduğu yerel mahkeme kararının verildiği tarihteki yasa hükmünün esas alınması gerekeceği-
Kural olarak tek takip sebebiyle birden fazla kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği; davalının yaptığı icra takibi sebebiyle hem icra mahkemesinde, hem de bu mahkemede iki kez tazminata mahkum edilmesinin hakkaniyete ve İİK. 72.'nin amacına aykırı olduğu-
Takibinde asıl alacak ile birlikte işlemiş faiz de talep etmiş davacı-alacaklının, davalı borçlunun takipten önce BK’nun 101. (şimdi, 117.) maddesi gereğince temerrüde düşürüldüğünü kanıtlayamamış olduğundan, davalının takiple temerrüde düştüğü kabul edilerek, işlemiş faiz talebinin reddi gerekeceği-
Davacı alacaklının takip dayanağı yapabileceği güçteki belgeye takipte dayanmayıp takip borçlusu ile ilgisi olmayan belgelere dayanıp, itirazın iptali davasında ise davalının imzasının bulunduğu bonoya dayanması hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğurur. Bu durumda mahkemece İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı davacı aleyhine tazminata karar verilmesi gerekeceği-
“Tüketici”; bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiler olup, takip dayanağı ‘Kooperatif Kredileri Sözleşmesi’ olup, söz konusu kredinin kullanılabilmesi, kredi borçlusunun esnaf ve sanatkârlar kooperatifi üyesi olması dolayısı ile esnaf sıfatını taşımasına koşuluna bağlı olarak verildiğinden ve bu kredi, esnafın özel hayatı ile ilişkili de olmadığından “tüketici” sıfatını taşımayacağı ve uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Satış akdinden kaynaklanan faturaya dayalı alacak likit nitelikte olduğundan, mahkemece İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine kabul edilen kısım üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-