İİK.’ nun 67/2. maddesine göre itirazın iptali davasında haksız çıkan davacının tazminata mahkûm edilebilmesi için takibinde kötüniyetli olması zorunlu olup, davacının kötü niyetle takip yaptığını gösteren deliller bulunmadığı halde, davacının inkâr tazminatına mahkûm edilmesinin hükmün bozulmasını gerektireceği-
BK.’ nun 583. maddesi gereğince kefalet akdinin geçerliliğinin, sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlı olduğu-
Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmekle, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı sonuçlandırıp, oluşacak duruma göre diğer talepleri inceleme konusu yapması gerekeceği-
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 4667 sayılı yasa ile 02.05.2001 tarihinde yapılan değişiklikten sonraki 164. maddesinde, sözleşmenin geçerli olabilmesi için değişiklikten önce mevcut “başarıya göre değişme” koşulu kaldırıldığından, “davanın olumlu sonuçlanması halinde ücret ödeneceği”ne ilişkin sözleşmenin geçersiz sayılamayacağı-
Kredi kartı borcu nedeniyle bankalarca kart hamili ve/veya kefili aleyhine açılacak davalarda genel mahkemelerin görevli olacağı-
Mahkemece; taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri gözetilip, karar yerinde tartışarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, “taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığı”ndan bahisle, olaya uygun olmayan gerekçelerle “davanın reddine” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
HMK.’ nun 19. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yetki itirazında bulunan taraf “yetkili mahkemeyi beyana mecburdur. Davalı yetki itirazında bulunurken yetkili mahkemenin İstanbul veya Kadıköy mahkemeleri olduğunu” açıklamış ancak, dava dosyasının bu mahkemelerden hangisine gönderilmesini istediğini belirtmemiştir. İki yer birden yetkili olarak gösterilerek yapılan yetki itirazı usulüne uygun bir yetki itirazı olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece yetki itirazının belirtilen gerekçelerle reddine karar verilerek işin esasına girilmesi gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasını gerektireceği-
İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması durumunda, İİK’ nun 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Zira bu yön, itirazın iptali davasının koşullarından birisidir. Somut olayda, icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olduğu halde, icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazı incelenmeden, mahkemenin yetkisi yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasını hükmün bozulmasını gerektireceği-
Tüketici kredisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Davacı, eldeki davada, davalı şirketin diğer davalıdan olan alacağını kendisine temlik etmesine rağmen, bu alacağın davalı SGK. tarafından davalı şirkete ödendiği için her iki davalı aleyhine yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davadaki bu ileri sürülen iddiaya gör;e her iki davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmakta olup, her iki davalı hakkındaki davanın birlikte görülmesi zorunludur. Davacı ile davalının ticari şirket oldukları gözetildiğinde de, davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerekir. Diğer davalı SGK. nın merkezinin Ankara ‘da bulunması nedeni ile, davacının Ankara’da her iki davalı aleyhine icra takibinde bulunmasının usul ve yasaya uygun olacağı-