Mahkemece; virman talimatı asılları temin edilemediğinden, virman talimatındaki imzaların davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olup olmadığının tespiti yapılamamıştır. Bu durumda bilirkişi raporunda tespit edilen eksiklikler giderilmeden, ilgili belgeler üzerinde gerekli incelemeler yapılmadan, eksik incelemeye dayanan kararın bozulması gerekeceği-
Davacı, dava konusu çeklerin bankaya ibrazı sırasında “bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari bedeli istemediğini” belirtmiş ve böylece bu hakkından feragat ederek beyanını da imzası ile onaylamıştır. Bu durumda mahkemece davacının haktan feragat niteliğindeki imzası ile tasdik etmiş olduğu bu beyanların gözetilmeden hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; davacının temliknamesinin tarihinin takip tarihinden önce olmasına ve alacağın davacıya temlik edilmesine yönelik bir uyuşmazlık bulunmamasına göre, mahkemece işin esasına girilerek uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; “taraflar arasında yapılan anlaşma ile borcun ödendiği”nin kabulü ile, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmayacağı-
Takastan ödenen çekin sahteliği konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. “TTK’nun 724. maddesi gereğince sahte çeki ödeyen bankanın sorumlu olduğu, çekin takas merkezince ödenmesinin davalı bankanın sorumluluğunu etkilemeyeceği, sahte çeki tahsil edene bankanın rucu hakkının bulunduğu” gerekçesiyle “davanın kabulüne, alacak yargılamayı gerektirmediğinden inkâr tazminatına yer olmadığına” doğrultusundaki mahkeme kararının yerinde olduğu-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Adli Tıptan alınan rapora göre savunmaya konu belgelerdeki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca, dava dışı kişiye davacının haberi olmadan bankaca ödenen paradan davacının sorumlu olamayacağından, davanın kabulü ve inkâr tazminatına hükmedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Arada temel ilişki bulunmadığından, davacı itirazın iptali davasını, TTK. nun 644. (şimdi; TTK.'nun 732.) maddesindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmış olup, “sebepsiz zenginleşmediğini” kanıtlamak yükünün, keşideci davacıya ait olduğu-
Arada temel ilişki varsa, bonoya dayanarak alacağın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. Bu gibi hallerde dava zamanaşımının da, aradaki temel ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı kurallarına göre belirleneceği-