Dava, itirazın iptali davası olup, dava kabul edildiğine göre davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden nisbi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Davacının itirazın iptali olarak açtığı davasını alacak davası olarak ıslah ettiği ve yerel mahkeme kararı yerinde olduğundan kararın onanmasının gerekeceği-
Davalı vekilinin temyizi üzerine dosyaya sunulan C.Savcılığı iddianamesi içeriğinden “bu davanın davalısı şirketin müştekisi olduğu ve bu davada teslimatın yapıldığı iddia edilen kişinin iddianamede şüpheli olarak gösterildiği ve davamızın konusu olan faturaların da yer aldığı özel belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlamasıyla kamu davası açılmış olduğu” anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece sözü edilen iddianameye konu ceza dosyası getirtilerek incelenmesi ve TBK 74. md. dikkate alınarak, sonucu beklenerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edildiğine ve kira parasının kira sözleşmesinde belirlenmiş ve likit bulunmasına göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu keşideci dava dışı 3. kişi, lehtarı ve hamili davacı olan 31.01.2011 günü takasa ibrazlı çekin, keşide ve takasa ibraz tarihi itibarıyla 5941 sayılı Kanun’un yürürlülük dönemi içinde olduğu anlaşılmakla ise de, çek defterinin banka tarafından hangi kanun döneminde müşterisine verildiği araştırıldıktan sonra, verilme tarihi dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-