Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacı, davalıya verdiği borç paranın ödenmemesi üzerine başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptali talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, karz ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davacı, “borç para verdiğini yazılı belge ile ispatlayamadığından yemin teklifinde bulunmuştur. Yemin altında söylenen sözler bölünerek sonuç çıkarılamaz. Yemin metni tam olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davalı yemin teklifi üzerine borç para aldığını, ancak ödediği” yönünde beyanda bulunmuştur. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, yerel mahkemece “ödeme savunmasının ispat edilemediği” gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava konusu alacak fon alacağı niteliğinde olup 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesine göre bu tür alacaklarla ilgili dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır. Bu durumda mahkemece, dava tarihi ve alacağın muaccel olduğu tarih itibarıyla zamanaşımı süresi dolmadığından, zamanaşımı def’inin reddiyle işin esasına girilmesi gerekirken, zamanaşımından davanın reddine karar vermiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece, “toplanan delilere göre satışın gerçekleştiği tarihte alıcı ve satıcı adına tahakkuk eden tüm tapu harçlarının taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin davacı tarafça yatırıldığı, taraflar arasında icap ve kabulün bulunduğu, somut davadaki talebinin iyi niyetli bir davranış olarak kabul edilmeyeceği gibi vekâletsiz iş görme hükümlerinin de uygulanamayacağı” gerekçesiyle “ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığı-
Davalı tarafından davaya cevap verilmemesi, dava konusu vakıaların inkârı anlamında olduğu, mahkemece, ispat yükü kendisine düşen davacıya, 'malların davalıya teslim edildiğine ilişkin' delileri sorularak, hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece 'defter kaydına' itibar edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece İİK’ nun 67/1 maddesine göre itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıllık sürede açıldığı kural olarak öngörülmüş ise de, somut olayda davalı ipotek borçlusunun davacı alacaklı hakkında Bursa 1. icra mahkemesinde 21.01.2008tarihinde açtığı davada icra takibine itiraz edildiğini ve henüz itirazın iptali davası açılmadığını dava dilekçesinde belirtmiş olmasına, davacı alacaklıya dava dilekçesinin 07.04.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve alacaklının icra hukuk mahkemesindeki davaya katılarak savunma yaptığı gözetildiğinde “bir yıllık sürede itirazın iptali davası açılmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu yön üzerinde durmadan, oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-
Davacı taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi sırasında fazladan ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmiş olup, iade isteminin sözleşmeye dayalı olması nedeniyle BK.’ nun 125. maddesine göre zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava, kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, “taraflar arasında kur farkı uygulanacağına dair bir anlaşma veya teamül bulunmadığı” gerekçesi ile “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-