Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi uyuşmazlıklarda, bir eserin meydana getirilerek iş sahibine ifa olarak teslim edildiğini kanıtlama yükü, bunu iddia eden yükleniciye, eser bedelinin ödendiğini ispat yükü ise bunu savunan iş sahibine düşer. Davacı iddiasını yazılı delille kanıtlamış değildir. Olayda dava konusu miktara göre tanık dinletilmesine de olanak yoktur. Ancak taraflar tacir olduğundan iddia ve savunmalarını ticari defterlerle ispat edebilirler. TTK.’nun 82. maddesine göre ticari işlerden dolayı tacir sıfatı taşıyan kimseler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin delil olarak kabul edilmesi için, tasdike tabi olan defterlerin usulüne uygun tasdik edilmiş olması ve defterlerin bütününün birbirini teyit etmesi şarttır. Aksi takdirde defterler delil olmaktan çıkar. Diğer bir kurala göre de tacir olan taraflar defterleri üzerinde inceleme ancak iki tarafın ticari defterleri dâhil olmak üzere yapılır. Olayda, davacı delil listesinde ticari kayıtlara dayandığını bildirmiş, davacının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı halde, davalının ticari defter ve kayıtları istenmemiş ve bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Tacir olan davalının ticari defter ve kayıtları incelenmeden davanın reddine karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece “yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; asıl borçlu davalı şirkete TMK.’ nun 887. maddesi hükmü gereğince muacceliyet ihbarı keşide edilmesine rağmen, borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusu diğer davalıya yönelik bir ihtarname keşide edilmediği, bir başka ifade ile takip şartının alacaklı banka tarafından yerine getirilmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında, yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İtirazın iptali ve takibin devamı istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece, HMK’ nun 26. maddesi gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde karar verilmesi gerekirken talebi aşan şekilde karar verilmesi bozma gerektireceği-
Davalının süresinde yapılan itiraz ile de borcun bir kısmını kabul ettiklerinin, diğer miktara itiraz ettiklerinin anlaşıldığı, davacının da, dava dilekçesinde itiraz edilen kısım olan alacak miktarı üzerindeki itirazın iptalini ve takibin devamını talep ettiği, bu durumda, mahkemece talep edilen miktarla sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken, talep aşılarak kabul edilen kısmın icra dosyasına halen ödenmediğinden bahisle, tüm alacak ile ilgili hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
HMK'nun 297/2. (HMUK 388) maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-