Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Karşı tarafa tahmil edilecek vekalet ücretinin miktarı dava ve icra takibinin sonuçlanması ile belli olup, vekil edenin avukatına ödeme borcunun da, bunun karşı taraftan tahsil edildiği anda doğacağına ilişkin kurala sıkı sıkıya bağlı kalınmamalı, her olayın özelliğine, durum ve şartlarına göre değerlendirme yapılması gerektiği, özellikle Medeni Kanunun 2. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılmasına ve dürüstlük kuralının ihlaline izin verilmemesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacı tarafından icra dairesinde takibe geçilmiş, itiraz üzerine süresinde itirazın iptali davası açılmıştır. İcra takibine itirazın, alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde İİK.’ nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açıldığına göre, “icra dosyasının takipsiz bırakıldığı” gerekçesiyle işlemden kaldırılması mümkün değildir. İtirazın iptali davasına bakan mahkemece bu husus re’sen gözetilir. Zira itirazın iptali davası genel hükümlere göre görülen bir dava olup, icra dosyasının geçerliliğini koruyup, korumadığı dikkate alınarak itirazın iptali davası karara bağlanmalıdır. Mahkemece, bu yönler gözetilerek davacının, takip tarihi itibarıyla alacaklı olup olmadığı üzerinde durulup, bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile “karar ittihazına yer olmadığı” şeklinde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece; “takibe konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı tarafından bu faturalara itiraz edilmediği” gerekçesiyle “davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının asıl alacak üzerinden iptaliyle takibin devamına, asıl alacağa, takip tarihinden itibaren %29 oranında geçmemek üzere reeskont faizi uygulanmasına ve davalının %40 oranında icra inkâr tazminatıyla sorumluluğuna” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Dava tarihinden önce yapılmış olan ödemeler yönünden davanın açılmasında hukuki yarar yoktur. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Takibe konu cari hesap alacağını oluşturan faturalara dayalı alacak “likit” olup, davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davanın, itirazın iptali istemi olduğu, davacı vekilinin, gerek dava konusu icra takibinde gerekse dava dilekçesinde taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen toplam alacaktan ödenmemiş kısımla ilgili yeni bakiye alacak konusunda talepte bulunduğu, bu durumda mahkemece; davacı vekilinin bu talebi gözetilerek araştırma ve inceleme yapılmak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, takip tarihi itibariyle davacının davalı kooperatiften 6.964,86 TL asıl ve 2.234,29 TL faiz olmak üzere toplam 9.199,15 TL çıkma payı alacağının bulunduğu gerekçesiyle bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulü ile takibe vaki itirazın kısmen iptaline karar verilmesinin gerekeceği-