Borçlunun "menfi tespit davası'' açmasından sonra, alacaklı "itirazın iptali davası'' açabilir mi? Bu davayı açmakta 'hukuki yararı' var mıdır? Menfi tespit davasında verilen hüküm, davacı-alacaklının ilamsız takibine devamını sağlamayacağından ve davacı alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararının bulunduğu- Mahkemece davacının icra takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın belirlenmesi gerektiğinden ve menfi tespit davası karara bağlanmış olduğundan, menfi tespit davası alacak miktarı yönünden HMK. mad. 165 uyarınca bekletici mesele yapılarak menfi tespit davasının kesinleşmesinden sonra varılacak sonuca göre, itirazın iptali davasında karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Takip dayanağı ilamda alacaklılar lehine 62.000 TL alacağa hükmedildiğinden alacaklıların bu miktarın tamamı yerine 13.000 TL asıl alacak için takip yapmasında ilama ve yasaya aykırılığın bulunmadığı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; İİK’nun 89. maddesinde “üçüncü kişiler aleyhine itirazın iptali davası açılacağına” dair bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle- “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İtirazın iptali davaları icra takibine bağlıdır. Davacı icra takibinde “vade farkı faturası”na dayanmıştır. Bilirkişi raporunda ise, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi incelenmiş olup, icra takibine konu vade farkı faturası yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak, icra takibine konu vade farkı faturasına ilişkin taraflarca sunulan deliller de incelenip, değerlendirilerek, sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece, “toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davaya konu 25.11.2010 tarihli faturanın sol alt köşesinde 23.02.2011 tarihinin yer aldığı, bu tarihin ödeme tarihi olduğu, zira icra dosyasında bulunan cari hesap ekstresinden davaya konu borcun 90 gün vadeli olduğunun anlaşıldığı, bu duruma göre faturanın sol alt köşesindeki 23.02.2011 tarihinin ödeme tarihi olduğu, davacının bu tarihten önce icra takibi başlattığı” gerekçesiyle “davanın reddine, davacının ödeme tarihi gelmediği halde davalı hakkında icra takibi yapması nedeniyle haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilerek asıl alacağın %40 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
Davacının kooperatife ödediği aidat tutarları ve hissesine isabet eden genel gider miktarı, davalı kooperatif yönünden hesaplanabilir yani likit nitelikte olduğundan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-