Uyuşmazlığın, kira parasının ve tamir masraflarının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğu, tamir masraflarına yönelik alacak, bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemenin takdiri ile belirlendiğinden bu masraflar için davacı yararına inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, kira sözleşmesine göre aylık kira miktarı belirli olup takipte istenen ödenmeyen kira bedellerine ilişkin alacağın likit olduğunun ve bu alacak yönünden davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiği, kabule göre de inkar tazminatına ilişkin istemin reddi nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup asıl talep yönünden dava tamamen kabul edilmiş olduğundan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olacağı-
Mükerrer ödendiği iddiasına dayalı kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptaline-
Davanın, icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin olduğu, Harçlar Kanunu uyarınca harç istisnası yurt dışından alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olmak üzere uygulandığı, bu nedenle 492 sayılı Yasa uyarınca davanın görülebilmesi için itirazın iptali istenen miktar üzerinden harcın ikmalinin gerekeceği, mahkemece öncelikle davacı bankaya harç ikmali için süre verilmesinin ve harç tamamlatıldıktan sonra işin esasına girilmesinin gerekeceği-
Uyuşmazlık, çek ve alacaklı cari hesap taahhütnamesinden kaynaklanmaktadır. Tarafların tacir oldukları dikkate alınarak, somut olayda, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerini uygulama olanağı yoktur. Bu nedenle davaya genel mahkemelerde bakılıp sonuçlandırılması gerekeceği-
Davacının, davalının kaçak enerji kullandığının tespit edildiğini ve davalı adına kaçak enerji faturası düzenlendiğini belirterek davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiği, davalı elektrik enerjisini kullanan değil, dağıtımını üstlenen şirket olduğuna göre kaçak elektrik kullanımından söz edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak taraflar arasındaki ilişkinin niteliği değerlendirilerek davacının tüketimden kaynaklanan alacağı varsa saptanıp ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak karar verilmesinin gerektiği-
Dava zamanaşımına uğramış çeke dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu çek, davacıya ciro yolu ile geçmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde uyuşmazlığın TTK. nun 732. maddesi hükmü çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden davanın reddine karar verilmiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Davacının ticari defterinin kapanış tasdiki bulunmadığından, lehine delil olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda davacının “sözleşme konusu malları davalıya teslim ettiğini” usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Mahkemece “toplanan deliler ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, ayrıca sözleşmeye istinaden kullandırılan kredinin teminatı olarak da kendisine ait taşınmazı ipotek olarak verdiği, ipotek akit tablosunda ipoteğin aynı zamanda kefil olan davalının bankaya karşı olan kefaletinin de teminatı olarak verildiğinin belirtildiği, İİK. nun 45. maddesi uyarınca davalı hakkında öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiği, bilirkişi raporuna göre banka alacağının ipotek limiti altında bulunduğu, bu itibarla davaya konu takibin mükerrer olduğu” gerekçesi ile “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-