Takip konusu çek zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımına uğrayan çek temel ilişki bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda çeke dayanan alacaklı çekten dolayı alacaklı olduğunun tanık dâhil her türlü delille ispat edebilir. Davacı da fatura ve sevk irsaliyesi, sunmuş, ayrıca tanık dinletmiştir. Davalı vekili, duruşmada takip ve dava konusu çekin davacıdan alınması düşünülen mal için verildiğini, ancak daha sonra malların teslim edilmediğini beyan etmiştir. Mahkemece zamanaşımına uğrayan çek, tanık beyanı, fatura ve sevk irsaliyesi ile davalı vekilinin beyanı birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar oluşturulması gerekirken, yazılı gerekçe ile ve başka delillerle iddianın ispat edilemediği belirtilmeden, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak yemine göre hüküm kurulmasının, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı tarafından dava konusu çek, davalı bankaya tahsil cirosu ile verilmiştir. Tahsil cirosunda çeki tahsil için veren kişi ile banka arasındaki ilişki vekâlet ilişkisi olup, vekil, vekâlet görevini yerine getirirken, gerekli dikkat ve özeni göstermelidir. Davalı bankanın tayin ettiği kargo şirketinin çeki kaybetmesi nedeniyle doğan borçtan davalı banka, davacıya karşı sorumludur. Dava, konusuz kalsa bile, takip ve dava tarihi itibarıyla haklılık durumu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Dava konusu ortak gider alacağı olup belirli ve hesap edilebilir durumda ve likit nitelikte olduğundan İcra İflas Yasası'nın 67. maddesi uyarınca icra tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece alacağın likit olmadığı gerekçesi ile bu konudaki istemin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davalının kapanış tasdiki olmayan defterindeki kayıtları aleyhine delil teşkil edecek ise de, bilirkişi raporunda davalı defterinde bulunan borcun 18.000.00 TL., davacı defterinde ise alacağın 20.000.00 TL. olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Mahkemece, davalı defterinde yazılı miktarın aleyhine delil teşkil edeceğinden, bu tutar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davalı defterinde kayıtlı tutar ile davacı defterinde kayıtlı miktar arasındaki fark bakımından davacının alacaklı olduğunu, bir başka deyişle fark karşılığı malın da davalıya teslim edildiğinin davacı yanca kanıtlanması gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, icra takip tarihi itibarıyla yıllık avans faiz oranının %16 oranında olduğu göz önüne alınmaksızın, takip talebinde istenen %19 avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmesi de bozmayı gerektireceği-
Davacılar kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olup, alacaklıya ödedikleri meblağın tamamı için asıl borçluya, sorumlulukları oranlarına göre diğer müteselsil kefillere müracaat edebilecekleri-
Mahkemece, davacının çıkma payı alacağının muaccel hale geldiği ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının vaki itirazının iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Dava; itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davasının dava şartlarından birisi de, davanın konusu; icra takip dosyasında ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesidir. Dava konusu takip dosyasında davalı şirketin ödeme emrine karşı yaptığı bir itiraz bulunmamaktadır. Mahkemece adı geçen davalı hakkında açılan davanın “dava şartı yokluğu”ndan reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozma gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasında, ticari ilişki nedeniyle kararlaştırılmış bir temerrüt faiz oranı bulunmamaktadır. Faturada yer alması gereken yasal unsurlar VUK’ da belirtilmiş olup, faturadaki ‘’gününde ödenmeyen faturalara aylık %10 faiz uygulanır’’ hükmü geçersizdir. Mahkemece tarafların tacir oldukları da gözetilerek, avans faizi uygulanması gerekirken, faturadaki faiz oranına itibar edilerek yıllık %120 oranında faiz uygulanmasının bozmayı gerektireceği-