Davacı kapalı faturalara dayalı olarak takip başlatmıştır. Davacının takibine dayanak yaptığı faturaların kapalı fatura niteliğinde olmasına ve bunun fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil etmesine, davacının bu karinenin aksini geçerli delillerle kanıtlayamamış olmasına ve ticari defterlerini inceleme talebinde bulunmadığı gibi, mahkemece mevcut bilirkişi raporu üzerine, davacı defterlerinin incelenmesine karar verildiği halde, verilen kesin sürede bilirkişi ücreti karşılanmadığından davacı defterinin incelenemediği anlaşılmasına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
İpoteğin limit ipoteği olmasının ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin, borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği, bu durumda, mahkemece borçlunun ihtarnameye itirazlarının İİK.nun 150/ı maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 68/b maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılarak değerlendirilmesinin ve bu şekilde sonuca gidilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri hakkında açılan menfi tespit/itirazın iptali davalarında %20 değil;%40 icra tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararında yer verilen heyet üyelerinin isimlerinin bulunmasının tabi olduğu yönündeki genelge açıklamasının, anılan Kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetlerinin ilam niteliği kazanmasına engel teşkil etmeyeceği, icra mahkemesince dayanak senedin ilam niteliği taşıdığı yönünde kesinlik taşıyan Daire bozmasına uyduktan sonra bu yönde araştırma yapılıp uyulan bozma kararının aksine yeniden hüküm oluşturulmasının usule ve esasa aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalının kooperatif ortağı olup olmadığının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin değil; asliye hukuk mahkemesinin görevine gireceği-
İtirazın iptali davasına konu çevre ve emlak vergisi, İSKİ, sermaye, yol harcı gibi kalemlerden oluşan borcun, kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı, TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 s. K. mad. 2/1 gereğince belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı- Anapara borcunun ödenmesiyle ilgili kooperatif bilgi ve kayıtlarının eksik olduğu belirtildiğinden, kooperatif konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan, raporlara itirazları karşılayacak, kök ve ek rapor arasındaki çelişkiyi giderecek açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınması gerektiği- Kooperatif genel kurul kararları katılmasalar bile tüm üyeler için bağlayıcı olduğundan ve ayrıca tebliği gerekmediğinden, alacağın davalı yönünden miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu ve İİK. mad. 67/2 uyarınca itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davacı, davalı kocanın anlaşmalı boşanma kararıyla hüküm altına alınan kredi kartı borcunu ödemesi için ilamsız icra takibi başlatmış, davalı koca ise icra dosyasında borcu ödediğini savunmuş olduğundan, borcun ödediğini ispat yükü davalı kocaya geçmiş olacağı-