Bozma ilamında sadece işlemiş faiz miktarına itiraz edildiği gözetilerek bu yönde bilirkişi incelemesi yapılması ve icra inkar tazminatının işlemiş faiz miktarı üzerinden hesaplanması gerektiğine işaret edilmişse de mahkemece alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen işlemiş faiz miktarı üzerinden değil yine tüm alacak üzerinden icra inkar tazminatı hesaplanmasının bozmayı gerektirdiği-
Bahse konu ipotek resmi senedin 2. maddesinde ipotek verenin ipotek limiti miktarınca bankaya karşı olan borçlardan dolayı müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunun kabul edildiği, bu durumda mahkemece, anılan madde hükmü üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen ve asıl borçlular için uygulanma durumu olan İİK'nun 45. maddesi hükmü gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Borçlu usulüne uygun bir şekilde gösterilmemiş olduğundan işin esasına girilmeksizin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekeceği-
Alacağın likit olduğu durumlarda İİK'nun 67/2. maddesi gereğince itirazının haksızlığına karar verilen borçlunun diğer tarafın talebi üzerine icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği-
Itirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan alacağın takip tarihi itibariyle saptanması gerekeceği, itirazın iptali davalarında takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemeler bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, hukuki yarar dava şartlarından olduğundan mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
İİK. md. 67/2'ye göre alacaklı taraf olan bankanın kredi sözleşmesinin yapılması aşamasında borçluların kimliğini bilmenin bankanın yükümlülüğünde olması ve imzaların kime ait olacağını da bilecek durumda olmasına rağmen, alacaklı bankanın icra takibine başlaması ve borçluların itirazına rağmen itirazın iptali davası açmış olmasının alacaklının takipte haksız ve kötüniyetli olduğunu gösterir nitelikte olması nedeniyle alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Zamanaşımına uğramış iki adet çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itiraz davasında, bilirkişi incelemesinde iken kaybolan ticari defter ve kayıtları tekrar bulunduğundan HMK. mad. 222 uyarınca konusunda uzman bir bilirkişi ile ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor alınacağı-
Mahkemece denetim kurulu raporu ve beyan formları dikkate alınıp, davalı şirketin denetimden bilgisi olup olmadığı belgeler ışığında araştırılıp incelenerek bir karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası açılabilmesi için icra müdürlüğünce ayrıca itirazın durdurulmasına karar verilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138. maddesi uyarınca itiraz, satıştan başka takip işlemlerini durdurmadığından satışın yapılabilmesi için itirazın giderilmesi gerekeceği, mahkemece işin esasına girilerek, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı tarafın gerek davacıya elden verdiği tutara ilişkin, gerekse onun namına yaptığı ödemelere dair savunmalarını ispatlamakla yükümlü olduğu gözetilerek davalıya ispat olanağı tanınması gerekeceği-
