Dava ve icra takibine konu faturaların davalı şirket adına kesildiği ve alım satım ilişkisinin davacı ile anılan davalı şirket arasında olduğu anlaşılmasına rağmen satım ilişkisinin tarafı olmayan davalı kişi hakkında açılan davanın da kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece dosya içindeki tüm raporlar ve dayanak hastane raporları Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek sözleşme tarihi itibariyle davalının akli melekeleri yönünden medeni hakları kullanma ehliyeti olup olmadığı yönünde rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması ile, yalnız ihtiyati haczin hükümsüz kalıp, icra takibinin derdest kalmaya devam edeceği, icra dosyasına yatan paranın borçluya iadesinin İİK'nun 67/1. maddesi uyarınca itirazın tebliği tarihinden itibaren en geç bir sene içinde itirazın iptali davası açılmaması halinde mümkün olacağı, bu 1 yıllık sürenin geçmesi ile takibin düşeceği, İİK'nun 68/1. maddesindeki 6 aylık sürenin geçirilmesi halinde ise, yapılmış olan ilamsız icra takibi düşse de alacaklının aynı Kanun'un 67/1. maddesi gereğince 1 yıl içinde itirazın iptali davası açmak suretiyle ilamsız takibe devam edilmesini sağlayabileceği-
05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında, icra inkar tazminatının asgari %20 olarak uygulanacağı, bu tarihten önce yapılan takipler üzerine açılan itirazın iptali davalarında ise %40 olan tazminat oranının uygulanması gerekeceği-
Davalı, davacıya olan borcunun dava dışı şirketin kredi kartından yapılan ve elden yapılan ödemelerle sona erdiğini belirtmiş olup, bu durumda ispat yükünün davalıda bulunduğu-
Davalı borçlu ödeme emrine tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz ettiğinden, icra takibinin kesinleşmediği, bu nedenle davacının duran icra takibine karşı takibin devamının sağlanması için itirazın iptali davası açmasında hukuki yararının olduğu-
Borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edildiğine ve kira parasının kira sözleşmesinde belirlenmiş ve likit bulunmasına göre, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın likit olmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığı-
İdari yargı yerinde "itirazın iptali" biçiminde bir dava yolu düzenlenmediğinden, adli yargı yerinde yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilemeyeceği, bu durumda, istem İdari Yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacının isteminin dinlenilebilir nitelikte olmadığı-
Uyuşmazlık konusu paranın davacının talimatı ile Efektif Bank Off Shore Ltd. Lefkoşe/Kıbrıs’a transfer edildiği sabit olup, bu tespitlerin mahkemece de kabul edildiği kararın “Deliller ve Değerlendirilmesi” başlıklı 2’nci sayfasındaki açıklamalardan da anlaşıldığı, dosya içeriğinde yer alan bu delillere rağmen, kararın 3’üncü sayfasında söz konusu paranın KKTC’de kurulu Off Shore Bankasına gönderildiğine dair kayıt ve belge bulunmadığının kabulü isabetsiz olduğu gibi davacının talimatı ile Efektif Bank Off Shore Bankasına gönderilen paranın Sümerbank’a yatırılmış bir mevduat şeklinde nitelendirilmesinin de isabetsiz olduğu-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava dışı şirket kayıtları esas alınarak davalıya ödeme yapıldığının kabulüyle hesaplama yapılmış ise de, dava dışı şirketlerin kayıtlarındaki ödemelerin dayanak belgeleri ve davalıya ne şekilde ödeme yapıldığı hususu mahkemece araştırılmamış olup, bu durumda davalı ile dava dışı şirketler arasındaki alacağın da ihtilaflı olduğunun beyan edilmesi karşısında, mahkemece dava dışı şirketlerin davalıya ne şekilde ödeme yaptıkları ve ödemelerin dayanak belgeleri araştırılarak davalı ve davacının alacak-borç durumunun tespit ettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-