Davaya konu edilen faturalardan toplam 2.589,09 TL tutarlı iki adedinin davalı şirket ticari defterlerinde işlenmiş olduğunun ve ödeme kaydı bulunduğunun bilirkişi raporu içeriğinden anlaşıldığı, ne var ki bu ödeme kaydının dayanaklarının gösterilmediği, bu durum karşısında davalı ticari defterlerindeki ödeme kaydının davalı lehine delil olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki alacak - borç ilişkisini açıkça ortaya koyamayan ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bir rapor olduğundan, mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden iddia ve savunma çerçevesinde davalı vekilinin rapora itirazları da gözetilerek tüm deliller birlikte irdelenip, değerlendirilmek suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Yapılacak inceleme muhasebe tekniğini ilgilendirmekte olup konusunda uzman bir bilirkişi tarafından iddia ve savunma çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporuna itibar edilmeyiş nedenleri gösterilmeden ve rapora itibar edilmemesi durumunda yeniden alınması gerekirken bu yönün gözetilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Araç kiralama sözleşmesi gereğince verilen senedin tahsili istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemi-
Davalının, katılımcı sıfatını kazandığı tarihten sonra doğacak alt yapı katılım bedelinden sorumlu olduğu-
Davalı bankanın harca tabii olduğu gözden kaçırılarak, tavzih kararı ile önceden hükmedilen harcın kaldırılmasının doğru olmadığı-
Davalı şirketin Eski Borçlar Kanunu 101. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun temerrüde düşmemiş oldukları gözetilerek icra takibinden itibaren kabul edilen fatura bedeline ilişkin faize hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek takipten öncesi için işlemiş faize de karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğundan, takip dayanağı çek ve fatura bakımından inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
İtirazın iptali-
Borçlunun itirazında haksız olduğu kabul edildiğine ve kira parasının kira sözleşmesinde belirlenmiş ve likit bulunmasına göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının, birlikte müteselsil kefil olarak ödediği bedelin diğer birlikte müteselsil kefillerden onların payına düşen sorumluluk sebebiyle rücuen tahsilini isteyebileceği-