Kira sözleşmesinde sözleşmeden doğan damga vergisinin kiracı tarafından ödeneceği kararlaştırılmış, davalının damga vergisine yönelik olarak yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşılmış olup, istenen kira bedeli belli ve muayyen olup alacak miktarı belirlenebilir nitelikte bulunduğundan asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
2004 sayılı İİK'nın 67. maddesi uyarınca davacı lehine sadece asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faizin toplamı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, ödenmeyen aidat borçları ile ilgili takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece her ne kadar davanın kısmen kabulü ile takipte talep olunan 12.768,00 TL asıl alacak ve 7.521,61 TL işlemiş faiz toplamı 20.289,61 TL üzerinden takibin devamına karara verilmiş ise de, faize faiz işletilmesi 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 104/son maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 121/son maddesine aykırılık teşkil ettiği gibi, 6098 sayılı TBK'nın 120. ve bu yasa hükmünün görülmekte olan davalarda da uygulanacağını emreden 6101 sayılı Uygulanan Kanunu'nun 7. maddesi hükmüne göre genel kurulda kabul edilen faiz oranının yasal faizin %100'ünden fazla olamayacağından, asıl alacağa işletilecek faizin de takip tarihinden itibaren yasal faiz olmasının gerekeceği-
HMK’nın 114/1-g ve 115/2. maddelerine göre, davacıya gider avansı için süre verilmeksizin, masraf olmadığından bahisle tebligat yapılmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği, kararın bu nedenle bozulması gerekeceği-
Davalının davacı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine davacının süresinde itiraz ettiği ve takibin onun yönünden durduğu, bunun üzerine davalı tarafından İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2013/154 esas sayılı dosyası ile görülen itirazın iptali davasının açıldığı, davacının takip konusu borca yönelik itirazlarını söz konusu davada ileri sürme imkanı bulunmakta olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararının olmadığı-
İcra takibinden önce dahi menfi tespit davası açılabileceğinin yasada açıkça düzenlenmiş olmasına (İİK m.72/1); itiraz üzerine takip durmuş bulunmasına rağmen alacaklının, itirazın iptali veya genel hükümlere dayalı dava açma hakkının mevcudiyeti karşısında; borç tehdidi altında olan davacının, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğundan, bu durumda, mahkemece, davacının hukuki yararının varlığının kabulü ile işin esasının çözümlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekeceği-
Kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları, TBK 530. maddesi kapsamında vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kiraya verenden isteme hakkının olduğu, ancak davalının taşınmazı tahliye ettiğini ispat edemediği anlaşılmakla davalı kiracı taşınmazı tahliye etmeden 3.500 TL olan faydalı masraf alacağının kira borcundan düşülmesini isteyemeyeceği, bu nedenle mahkemece 3.500 TL faydalı giderin kira alacağından düşülmesinin doğru olmadığı-
Atık su kulanım bedelinden, fiili kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler kullanım süre ve miktarı ile sorumlu olduğu- Mahkemece mahallinde keşif yapılarak davalı tarafın defter ve belgeleri de incelenerek işyerinin büyüklüğü, çalışan personel sayısı, işyerinin müşteri kapasitesi belirlenip, davalının tüketilebileceği su ve atık su miktarının tespit edilerek, dava konusu atık su bedellerinin bilirkişi tarafından ayrıca denetime elverişli bir şekilde hesaplaması gerektiği, bilirkişi raporunun yetersiz olup hükme esas alınamayacağı-
Gecikme cezasının faiz niteliğinde olduğu, takip konusu alacağın kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten (eylem tarihinden) itibaren yasal faiz istenebileceği, nitekim davacı yanın da 08.03.2007-21.02.2008 dönemi için yasal faiz talebinde bulunduğu, o halde mahkemece dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile talep edilen dönem için işlemiş yasal faiz ve KDV miktarı hesaplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesinin gerekeceği-