Alacaklının başvurusunun, İİK'nun 67. maddesine dayalı bir itirazın iptali davası olduğu, itirazın iptali davasının ise, anılan madde uyarınca, genel mahkemece, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuçlandırılması gerekeceği, yani görevli mahkemenin alacağın niteliğine ve miktarına göre asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Davaya konu 29.06.1996 günü imzalanan kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın dayanağını oluşturan teminat mektupları süresiz olup, davacı banka hesabı 15.05.2013 tarihli ihtarname ile kat ettiğinden zamanaşımı süresinin kat tarihinden itibaren başlayacağı, sözleşme tarihinden başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Sürücülerin, taşıyıcı tacirin bağlı yardımcılarından olup, taşıma ile ilgili tacir adına sözleşme yapma ve buna ilişkin ücretleri tahsil etmeye yetkileri olduğundan, dava konusu navlun faturalarına konu taşımalarda görevlendirilmediklerine dair davacının bir açık beyanının da bulunmaması gözetildiğinde, ücretlerin bir kısmının taşıyıcı şirket sürücüsüne tediye makbuzu karşılığı, bir kısmının da sürücünün hesabına havale göndermek suretiyle yapan davalının ödemelerinin davacıya yapılan geçerli ödeme olarak kabulünün gerektiğinin gözetileceği-
Davacı bankanın alacağı, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklandığından,bu durumda tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemiyle ilgili olarak dava tarihi itibariyle Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede sözleşmenin feshine kendi kusuruyla sebebiyet veren tarafın cezai şart alacağı talep edemeyeceğinin düzenlendiği, sözleşme uyarınca davacının sorumluluğunda bulunan döneme ilişkin vergi borçlarının davacı tarafından ödenmediği, davalının hakkında yapılan icra takibi nedeniyle vergi borçlarını ödediği, davalının sözleşmenin feshinde kusurunun varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle cezai şarta alacağına ilişkin itirazın iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Dava, mal satışından kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının sattığı ürünler için iki yıl garanti verdiği malların montaj sorumluluğu davacı da olmadığı için ters bağlantıdan kaynaklanan ayıptan dolayı davacının sorumluluğunun bulunmadığı, kayış ve kasnaklardaki ayıptan dolayı davacının sorumlu olduğu miktarın alacaktan düşülünce kalan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesine ilişkin kararın onanması gerekeceği -
Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlunun, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamayacağı-  Somut olayda, huzur hakkı alacağının işlemiş faiziyle tahsili için başlatılan icra takibi, var olduğu düşünülen asıl alacak ve işlemiş faiz borcunun tahsili amacına yönelik olup, davalının icra takibinde kısmen haksız olduğu yargılama sonunda belirlenmiş ise de, icra takibinde haksızlık, icra takibinin salt bu nedenle kötüniyetle başlatıldığının kabulüne yeterli olmayıp, takibin kötüniyetli olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davacının kötüniyet tazminatı isteminin bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği- 
Dava konusu icra takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinin ticari nitelikteki sözleşmelerden olduğu, davalıların kefil olarak imzaladıkları takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinde Antalya mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğuna ilişkin hüküm bulunduğu, sözleşmedeki bu yetki şartı 6102 sayılı TTK'nda hükme bağlanan ticari teselsül karinesi ve kefaletin fer'iliği gereği davalıları bağladığından ve icra takibi de sözleşmede belirtilen Antalya icra dairesinde yapılmış olduğundan yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartının eldeki davada gerçekleşmiş olacağı-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle "portföy tazminatı", "ikramiye bonosu" ödenmesi talebinden kaynaklanan tazminat istemi-