Mahkemece benimsenen bilirkişi raporlarına göre, "davacı-bankanın davalı kefilden toplam 120.314,27 TL alacağının olduğu, Kredi Garanti Fonu'nun davacıya 66.888,10 TL harici olarak yaptığı ödeme düşüldüğünde davacının davalıdan asıl alacağının 53.426,17 TL işlemiş faizin ise 3.789,89 TL olduğu, 10 adet çek yaprağına ilişkin 7.200-TL tutarın deposunun talep edilemeyeceği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği- Dava kısmen reddedildiğinden, davalı yararına reddedilen kısım üzerinden değerlendirme yapılarak, AAÜT'nin 13. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kiracının hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle yaptığı harici ödemelerin icra dosyasına geç bildirilmesi nedeniyle davacı tarafın zararı olduğu tespit edildiğine göre bu miktar üzerinden itirazın iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği- Takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği- İİK. mad. 67/2 uyarınca, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine %20'dan aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği- Davalı kiralayan, bu davanın konusu olan davacı hakkında başlatılan icra takibi üzerine davacı kiracının harici ödemelerini bilebilecek durumda olup, bu ödemeleri icra dosyasına da geç bildirdiğine göre itirazının kötüniyetli olduğunun kabulü ile davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden %20 icra tazminatı verilmesi gerektiği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak likit (bilinebilir) mahiyette olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden İİK'nun 67. madde uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği- Hükme esas alınan bilirkişi raporu, davacının itirazlarını karşılayacak mahiyette, denetime açık ve ayrıntılı incelemeyi ihtiva eder nitelikte olmadığı, yeniden bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme de yaptırılmak suretiyle, davalının genel kredi sözleşmeleri kapsamında takip tarihi itibariyle borçlu olduğu miktar tespit ettirilip, sonucuna göre, kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmasına karşın mahkemece davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmaksızın eksik incelemeye yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacının, davalıya verdiği 81.293 TL bedelli senedin ödenmesi amacıyla 30.000 TL bedelli çek verdiğini, çek bedelini ödeyerek çeki iade aldığını, ödenen miktar mahsup edilmeden davalının fazla tahsilat yaptığını ileri sürerek fazla ödenen miktarın tahsiline yönelik yapılan icra takibine karşı itirazın iptalini talep ettiği- Davalı ise çekin bedelsiz davacıya iade edildiğini savunduğu- Çekin davacının elinde olduğunun ihtilafsız olduğu ve çek davacının elinde bulunduğundan çek bedelinin ödenerek geri alındığı yönündeki karinenin aksini, yani çekin bedelsiz olarak davacıya iade edildiğini davalının ispat etmesi gerektiği- İspat yükünün davacı üzerinde olduğundan bahisle icapsız yemine dayalı olarak davanın reddi yönünde verilen kararın isabetli olmadığı-
Davacı icra takibinden önce ihtarname ile alacağını davalıdan istemiş olduğundan ve TBK. mad. 117 uyarınca söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmesi halinde icra takibinden önce temerrüt gerçekleşmiş sayılacağından mahkemece bu ihtarnamenin tebliği araştırılıp, açıklanan ilke uyarınca işlemiş faiz hesabı yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-