Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen VUK'nın 231. maddesinde öngörülen sürede düzenlenmeyen faturaların, süresinde düzenlenmemesi Vergi Hukukunda, belirtilen müeyyidelere tabi olup, bir faturanın süresinde düzenlenmemiş olmasının özel hukuk yönünden bir alacağın yok sayılmasını gerektirmeyeceği-
Ret edilen miktar üzerinden talep doğrultusunda davalı yararına kötüniyet tazminatı konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Davalıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranının TBK. mad.120/2 'de düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğu, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında HUMK`nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği-
Davaya konu müşterek ve müteselsil borç senedinin altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunun tespiti HMK'nın 266. maddesinde belirtilen özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden davacı tarafın bu yöne ilişkin itirazının karşılanması amacıyla gerekirse yeni imza örnekleri temin edilerek birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, alınacak rapor çerçevesinde ve hatta çelişki oluşması halinde bu çelişkinin de giderilmek suretiyle bir hükme varılması gerekeceği-
Taraflar arasında, zamana yayılı "reklam hizmeti" alım-satım işleri gerçekleştirildiği, ancak, bu alım satım hizmetinin bir sözleşme dahilinde olup olmadığı belirlenemediği, davalı; davacı tarafından gönderilen 4 adet faturadan haber olduğu, faturaların muhteviyatına yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edilmediği, faturaların toplam tutarı 20.060 TL olduğu, davalının böyle bir borcunun olmadığına ilişkin bir bilgi ve belgeye dava dosyasında ulaşılamadığı gerekçesi ile itirazın iptaline ve takip konusu alacağın % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Şerefiye ve aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibin yönelik itirazın iptaline ilişkin davada, aidat miktarı, şerefiye bedelini, işlemiş faizin bilirkişi raporu ile tespit edildiği- Mahkemece, "uyuşmazlıkta, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK. mad. 120 'nin uygulanması gerektiği, alacağın likit olduğu" gerekçesiyle davanın kısmen kabulünün isabetli olduğu-
Davacı vekilinin, davalı şirketin müvekkili bankadan ticari kredi kullandığını, davalılardan müşterek borçlu müteselsil kefil olarak kredi sözleşmesini imzaladığını, diğer davalının ise taşınmaz ipotek gösterdiğini, kredinin vadesinde ödenmemesi nedeniyle başlattığı icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, yetki hususu davalı tarafın itirazına bağlı olduğundan dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeden ve dilekçeler teatisi safhası tamamlanmadan dosya üzerinde bu ilkelere uygun düşmeyen yerel mahkeme gerekçesinde isabet görülmediği; mahkemece HMK'nın 17. maddesindeki yetki kuralının re'sen incelenemeyeceği-