Sözleşmenin ödeme başlıklı maddesinde ve dava konusu faturalarda, ödeme tarihi olan 90 (doksan) gün belirlenmiş olduğundan, 90 günün sonunda ödeme yapılmadığı taktirde, TBK. mad. 117 uyarınca, bu günün geçmesiyle temerrüdün gerçekleşmiş sayılacağı- Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, İİK. mad. 67 uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi halinde, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması gerektiği- Yabancı para alacağının, karar tarihi itibarıyla TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 67'e göre borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesinin kabulü halinde borçlunun, diğer tarafın talebi üzerine takip tarihi itibariyle yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerekeceği; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 03.12.2012 tarihinde başlatılan takip ile 25.04.2009 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine istinaden 25.04.2009 ila 25.11.2012 tarihleri arası için 61.000.TL asıl alacak, 6.450.TL işlemiş faiz olmak üzere kira alacağı talep edildiği; alacağın likit olmasına ve davacının da talebi bulunduğuna göre davacı yararına kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili istemiyle kiracı ve sözleşmenin kefili aleyhine başlatılan icra takibine süresinde yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada; Antalya 4. İcra Müdürlüğü’nün 08.03.2013 takip tarihli icra dosyasının asıl ve birleşen davaya dayanak yapılan, 01.05.2008 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli, aylık 350TL bedelli konut kira sözleşmesi dayanak gösterilerek 5600TL kira bedelinin tahsilinin istendiği; 01.05.2008 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi incelendiğinde kiraya verenin; Y.S., kiracının A.K., kefilin M.A. olduğu; davalıların savunmasına konu aynı yer ile ilgili 01.08.2008 başlangıç tarihli 12 ay süreli aylık 300 TL bedelli kira sözleşmesinde kiraya verenin Y.S., kiracının ise M.A. olduğu; dayanak icra takibindeki 01.05.2008 tarihli sözleşme uyarınca davacının kiraya veren sıfatı ile, asıl davanın davalısı A.K.’in kiracı sıfatı ile birleşen dosyanın davalısının ise kefil sıfatı ile sözleşmenin tarafı olduklarının anlaşıldığı; buna göre, asıl ve birleşen dava yönünden işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Aski Tarifeler Yönetmeliği'nin 34. maddesi uyarınca; her su abonesinin tükettiği kadar suyu kirleteceğinden bunların uzaklaştırılması için atıksu bedeli ödemekle yükümlü olduğu- Tüketilen beher m3 üzerinden alınan atık su bedelinin 27, 28 ve 29. maddelerde sayılan yönetim ve işletme giderleri ile amortismanlar ve kâr oranının kanalizasyonla ilgili miktarının 29. maddede nasıl hesaplanacağı belirtilen tahmini su satış miktarına bölünmesiyle bulunacağı- Bu miktarın tüketilen su miktarının %50’sinden aşağı olamayacağı- İşyeri ve resmi abonelerce üretilecek atık sular boşaldıkları kanalizasyon tesislerine ve çevreye daha çok zarar vereceğinden, bunların atık su bedeli konutlara oranla daha yüksek saptanabileceği- Mahkemece; daha önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden, davacı tarafın gerek dava devam ederken gerekse temyiz dilekçesinde belirttiği itirazları da gözönünde bulundurularak, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınması, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, mevcut bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-