Kefil hakkında açılan icra takibine konu icra emri iptal edilmiş olsa da, kefilin menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının olduğunu-
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmaz hakkında açılmış derdest ortaklığın giderilmesi davasının veya kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunmadığının, böylelikle birleşen davacı yönünden mevcut ve güncel hukuki yararın da bulunmadığının anlaşıldığı-
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115. maddesi gereği dava şartlarından olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekeceği- Dava açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, TBK.19. (BK.18) maddesinden kaynaklanmakta olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeksizin aile mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığın esastan incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava şartlarının, davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar aynen bulunması temel bir kural olduğu, hâkimin davanın başında dava şartlarının mevcut bulunup bulunmadığını kendiliğinden (re'sen) araştırmak zorunda olduğu, bir dava şartının bulunmadığını tesbit etmesi halinde işin esasına girmeden davayı usul yönünden red etmesi gerektiği, ancak bu yön ihmal edilmiş ve işin esasına girilmiş olması halinde, dava görülmekte iken başlangıçta noksan bulunan dava şartı da gerçekleşmiş ise artık davanın, usulden red edilmeyip esastan tetkikle çözüme ulaştırılması gerektiği-
Mahkemece HMK’nin 150/1. maddesi gereğince ............... tarihli .... celsede dahili davalı ...’in mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması nedeniyle asıl dava yönünden işlemden kaldırma kararı verilmesi gerekirken nihai hükümde asıl dava (esas dava) yönünden yazılı şekilde aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı vekilinin sadece vekalet ücreti yönünden temyiz talebinde bulunduğu gözetilerek mahkemece davanın esasına girilmeden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiğine göre, davalı lehine karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hiç vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değil ise de belirtilen yanlışlığın giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediği-
Ecrimisil talebine konu olan yer ... Üniversitesi ... Kampüsü Ticaret Turizm ve Eğitim Fakültesi içinde bulunduğuna göre, .......... tarihli sözleşmede fakülte adına imza sahibi olan ...’nin fakülte yetkilisi olup olmadığı, fakülte yetkilisi olduğunun tespiti halinde ... Üniversitesi Rektörlüğünü temsile yetkili olup olmadığı ve bu şekilde ilgili sözleşmenin geçerli olup olmadığı belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nın 114. maddesi uyarınca; dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekeceği- Dava dilekçesi tebliğ edilmeden, dosya üzerinden 'görevsizlik kararı' verilmesi, HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırı olacağı-
Davacının temyize konu davasını, daha önce Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu ettiği 7.000,00 TL beden gücü kaybına dayalı yeniden tazminat isteminde bulunduğu, davacının bu talebinin Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/12/2014 tarihinde onanarak kesinleşen kararıyla zımnen reddedildiği anlaşıldığından davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava tarihi itibariyle muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil talebinde bulunmada hukuki yararı olan davacı lehine, yargılama sırasında kesinleşen boşanma davasının sonucuna göre mali haklara hükmedildiği anlaşıldığından, davacının davalı eşinden herhangi bir alacağının bulunmadığı, böylece davacının hukuki yararının ortadan kalktığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Doğrudan mülkiyet hakkını ilgilendiren eldeki elatmanın önlenmesi istemli davada dava hakkının, mutlak olarak mülkiyet hakkı sahibine ait olduğu- Dava tarihi itibariyle davaya konu taşınmaz davacı adına kayıtlı olduğuna ve birleşen davadaki muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkin hukuki yarar ortadan kalktığına göre, asıl davadaki elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-