Davalı Uşak Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 6183 Sayılı Kanunu'nun 79. maddesi uyarınca dava dışı A. Bey Madencilik Nakliye Pet. Teks. Gıda San Ltd. Şti nin vergi borcu nedeniyle kendisine gönderilen haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle süresinde itiraz edemediğini, dava dışı şirketin kendilerinde hak ve alacağı olmadığını beyan ederek, borçlu olmadığının tespitine-
Dosyanın incelenmesinde, davalı yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, hukuki yarar yokluğu 6100 sayılı HMK'nun 114/1-h maddesine göre dava şartlarından olup, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinin "g" bendinde gider avansının yatırılmış olması dava şartları arasında sayılmış, anılan Kanun'un 115. maddesinin 1. fıkrasında bu koşulun mevcut olup olmadığı hususunun kendiliğinden araştırılacağı, ikinci fıkrasında ise bu şartın noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği öngörülmüş olduğu- HMK'nun "Harç ve Avans Ödemesi" başlıklı 120. maddesinin birinci fıkrası harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı, dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceğinin düzenlendiği-
Kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının belirsiz alacak olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının belirsiz alacak davası olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanan uyuşmazlıkta; "ön sorun" olarak, dava değeri para ile ölçülebilir nitelikte olduğundan 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/1-a. maddesinin alt bendi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin olarak ödenmesi gerektiği, bununla birlikte davacı, dava açarken nispi peşin harç yatırmayıp sadece maktu harç yatırdığından ve buna göre Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılamayacağından, mahkemece harç eksikliğinin tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Dava açarken peşin nispi harç ödeme yükümlüsünün davacı olduğu gözetildiğinde; davalı tarafın harç ödemekten muaf olmasının, davacıyı harç ödeme yükümlülüğünden kurtarmak anlamına gelmeyeceği için davalı tarafın harçtan muaf olmasının, yargılama sonucunda davanın kabul edilmesi durumunda harç yükümlüsü davalı olacağından mahkemece hükmedilecek karar ve ilâm harcının belirlenmesi noktasında dikkate alınması gereken bir husus olduğu-
Uyuşmazlığın özünde dava konusu taşınmazın idarece yapılan satışına dayanak teşkil eden zilyetlik tespiti işleminin hukuka uygun olup olmadığı, buradan hareketle haklarındaki dava tefrik edilen kişiler adına oluşturulan tapu kayıtlarının yolsuz olup olmadığı noktalarında toplandığı, davacının isteminin de öncelikle tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminata yönelik olduğu gözetildiğinde davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu-
Yargılama sırasında öldüğü anlaşılan davalının veraset ilamındaki mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek yöntemine uygun şekilde taraf teşkili sağlanması, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İki tacir arasında görülen kira bedelinin tespiti davalarının ticari dava niteliğinde olduğundan TTK m. 5/A gereğince bu tür davalarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu-
Hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli olmayıp dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerekeceği-
Mahkemece, şikayetçi/davacı tarafça ihtarata rağmen harcın kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle HMK'nin m.114/(1).g. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle aynı Kanun'un 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş olduğu da nazara alınarak, alacaklı tarafından açılan ve icra mahkemesince genel hükümler uyarınca incelenen tazminat davası reddedildiğine ve üçüncü kişi de kendisini vekil ile temsil ettirdiğine göre, mahkemece, şikayetçi alacaklı aleyhine maktu vekalet ücretinin takdir ve tayini gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati tedbir isteyen davacı, davalı tarafından icra takibine konulan çek ile henüz takibe konulmadığını beyan ettiği iki adet dava konusu çekin sahteliği iddiası ile açmış olduğu menfi tespit-çek istirdadı davasında, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin teminatsız olarak durdurulmasına ve takibe konulmamış dava konusu iki adet diğer çekin takibe konu edilmemesine dair tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, kararı ihtiyati tedbir isteyen davacının da istinaf etmesi üzerine; istinaf incelemesinin HMK'nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapıldığı- Her ne kadar ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; uyaptan yapılan denetimde daha sonraki süreçte ilk derece mahkemesince talep üzerine ihtiyati tedbir kararı verildiği, buna göre istinaf inceleme tarihi itibariyle davacı istinafının konusuz kaldığı-