Dava tarihinde ergin olan davacı ...’in velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açmaları mümkün olmadığından ve dosyanın imha edilmesi nedeniyle davacıya gerekçeli kararın tebliğ edilip edilmediği denetlenemediğinden mirasın hükmen reddine ilişkin ............... tarihli kararın hükmü temyiz eden davacı yönünden kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle, davacı ...’in temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin .......... tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmesigerekeceği- Hükmü temyiz eden davacı ...’in dava tarihinde ergin olması nedeniyle, velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açması mümkün olmadığı halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek ve bu hususunun aynı Kanun'un 114. maddesinde dava şartı olduğu gözetilmeksizin adı geçen davacı yönünden de mirasın reddinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
................ tarihinde vefat eden muris ...’nun mirasçısının çocuğu ..... olduğu, bu sebeple davacıların mirasın hükmen reddi davasını açmakta hukuki yararlarının olmadığı, mirasçı ...’nun muris ...’nun mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verilmesiyle murisin kardeşleri olan diğer davacıların mirasçılık sıfatı kazanmalarının söz konusu olmadığı, bu sebeple davacılar açısından da davanın aktif dava ehliyetleri bulunmadığından reddi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ceza faturalarından kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemi-
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemi-
Eldeki ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle tapu iptal tescil istemine ilişkin davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta bir çıkarının bulunması gerektiği, bu çıkarın da karar verilene kadar sürmesi gerekeceği, TBK’nın 19. maddesine göre davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olmasının gerekli olduğu, somut olayda davacının, davalılardan ...’ten alacaklı olduğunu hüküm altına aldırmış olmadığı gibi hak sahibi de olmadığı, davacı tarafından mülkiyetin tespiti istemi ile açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği gözetildiğinde, eldeki davanın bu aşama da reddine karar verilmesi gerekeceği-
Aynı takip dosyasında haczedilen dört ayrı taşınmazın ihalelerinin feshine ilişkin davada; ihale alıcısının, davada sadece kendisinin alıcı olduğu iki parsel yönünden taraf olduğu, diğer iki parsel yönünden taraf ehliyetinin olmadığı, bu durumda ihale alıcısının, alıcı olmadığı iki parsel yönünden taraf olmadığından istinaf kanun yoluna başvuru yapma hakkının olmadığı-
Asıl dosya davacılarından ..............'in fiil ehliyetine ve bu sebeple de açtığı davada dava ehliyetine sahip olmadığından bahsedilemeyeceğinden Özel Dairece bu yöne ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Bonoya dayalı alacak davasında, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek üzere bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin kesin süre içinde beyanda bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacı tarafın talep konusu ettiği muhdesatların toplam değerinin ......... TL olarak belirlendiği, ancak bu muhdesatlardan fen bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen afet evi ve D harfi ile gösterilen WC'in ... tarafından yapıldığının, dolayısıyla davacı tarafından yapılmadığına karar verildiği, afet evi ve WC ile reddedilmesi gereken kafes tel örgü ve çardak değerleri dosya kapsamında belirlendiğine göre davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi ve buna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti hesap edilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi ve taraflar yararına vekalet ücreti yönünden hüküm tesis edilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; davacıların tespitini istediği muhdesatların, yapıldığı veya dikildiği tarih itibariyle mera niteliğinde olan (eski 117) 159 parsel sayılı taşınmaz içerisinde yer aldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında kamulaştırma ile ilgili kayıt ve belgelerle, kamulaştırma haritasının dosya içerisinde olmadığı, sadece fen bilirkişisince kamulaştırma alanı sınırları gösterilmiş bir krokinin bulunduğu, bu durumun denetim için yeterli olmadığı, bu doğrultuda davada sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle kamulaştırma haritası ve kadastro paftasının getirtilmesi, taşınmaz başında uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması, özel mülkiyete konu olamayacak bu gibi yerlerde meydana getirilen muhdesatlara değer verilemeyeceğinin ve bu muhdesatların tespitinin istenemeyeceğinin gözden uzak tutulmaması, yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle kadastro paftası ve kamulaştırma haritası ölçekleri eşitlenerek zemine uygulanması, bu yolla muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın gerçekten kamulaştırma alanı içinde kalıp kalmadığının, davacıların tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, açıklandığı üzere bu muhdesatlara hukuken değer verilemeyeceğinin dikkate alınmasının yanında, özellikle yukarıda yazılı mülkiyet hakkının ihlali bakımından da inceleme ve araştırma yapılarak; davalı mülkiyet hakkı sahibi Hazine'nin, davacıların bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise bunun davacıları meşru bir beklenti içerisine sokup sokmayacağının değerlendirilmesi; bu hususları gösterir denetime elverişli rapor alınması ve nihai olarak toplanan ve toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-