Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca ceza faturularından kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemi-
Somut olaya gelince; eldeki davanın 16.08.2013 tarihinde A. K. tarafından açıldığı, ancak bu tarihte Ö. K.’nun tam ehliyetli olduğu, Ö. K.’nun Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/900 E, 2014/91 K sayılı ilamı ile 29.01.2014 tarihinde kısıtlandığı anlaşıldığından, eldeki davanın açıldığı tarihte Ö. K. kısıtlı olmadığından, A. K.’nun vasisi sıfatıyla Ö. K. adına dava açamayacağından, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinin gerektiği-
Davalıya ihaleyle satışı yapılan ve daha sonra ihalenin iptal edilmesi nedeniyle iadesine karar verilen taşınmazın davalıda bulunduğu zaman içerisinde kullanılmaz hale getirilerek zarar verilmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Dava konusu alacağın bozma ilamından sonra başka bir şirkete devredildiği anlaşıldığından. .........'nin davada taraf sıfatı bulunmadığından hakkında bir karar verilmesine de yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Davanın müracaata kalması üzerine alacağın temlik edildiği şirket tarafından yapılmış yargılamanın yenilenmesi talebi olmadığından, HMK’nın 150/5.maddesi gereğince söz konusu şirket ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesine göre mecburi dava arkadaşı olan davalılar yararına dolayısı ile borçlu yararına da vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği- Tasarrufun iptali davasında, davalı borçlu tarafından “mirasın gerçek reddi talepli” dava açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği, ancak henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, bu dosyanın kesinleşmesi beklenerek, mirasın hükmen reddi kararının kesinleşmesi halinde TMK 612. maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması gereği düzenlenen ceza faturalarından dolayı borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava ise ceza faturalarının tahsili istemi-
İlk derece mahkemesince vasiye, dava açma yönünde izin kararı alması için imkan tanınarak, yargılamaya devam edilmesi gerekirken, vesayet makamından husumete izin için usulüne uygun karar alınmadan davaya bakılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Şikayete konu taşınmazın muhammen bedelinin ihale bedelinin altında olduğu anlaşıldığından, zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikayetçinin  ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, o halde istemin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebi reddedildiğinden, şikayetçinin para cezasına mahkûmiyeti isabetsiz olup mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesine göre idari yargı yerinde görülecek davaların idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibaret olduğu- Tapu sicilinin tutulması ile ilgili işlemlerden doğan davalar bakımından adli yargı yerlerinin görevli olduğu- Eldeki dava, tapu sicil kaydına yönelik olduğundan şerhin terkini isteminin adli yargıda çözülmesi gerekeceği, bu durumda; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi tarafından dosyadaki delil durumu ve 4706 sayılı Kanunun geçici 14. maddesi değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından davalı aleyhine İtiraz Hakem Heyeti'nin kararıyla yapılan başvurunun esastan reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşıldığından davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-