Kamu düzeni ile ilgili olduğu ve tarafların serbest tasarrufuna terk edilemeyeceği tartışmasız olan iflas davalarına ilişkin uyuşmazlıkların dava şartı arabuluculuk kapsamında olmadıkları-
Şikayetçinin, takibin tarafı olmadığı gibi, ihaleye pey süren kişi de olmadığı, her ne kadar ihalesi yapılan taşınmazın tapu kaydına şikayetçinin alacaklı olduğu .......... İcra Müdürlüğü'nün ............ Esas sayılı dosyasından ......... tarihli haciz şerhi işlenmiş ise de, ............ İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile .............. İcra Müdürlüğü'nün ........... Esas sayılı dosyasında borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinin ve bu kararın .............tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, 6100 sayılı HMK'nun 114/1-d maddesi uyarınca, aktif husumet ehliyeti bulunmayan şikayetçinin açtığı davada dava şartı gerçekleşmediğinden, bu hususun her aşamada kamu düzeni nedeniyle re'sen değerlendirilmesi gerekeceği- İstemin, İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinden mahkemece şikayetçinin para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İİK 94 uyarınca açılan tescil talepli davada icra müdürlüğünden yetki belgesi alınarak ibraz edilmesinin dava şartı olduğu, ancak bu eksikliğin HMK 115/2 dava sonuçlanıncaya kadar her zaman tamamlanabileceği, bu nedenle davacıya bu konuda kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilmesi gerektiği-
Borçlunun sair iddialarla birlikte alacaklıların takip ehliyeti olmadığı şikayetini de ileri sürdüğü, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz incelemesine konu kararında icranın geri bırakılması ve aşkın hacze dair değerlendirme yapılarak isabetli şekilde kesin olarak karar verilmişse de alacaklının takip ehliyeti bulunmadığı iddiası bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmediği görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. ve 114. maddeleri gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü alacaklının takip ehliyeti bulunmadığı şikayeti incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Sıra cetvelindeki sıraya şikayet davası- Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı ve  verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kıldığı-
Davacının kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer almasının davaya konu taşınmaz yönünden ihalenin feshini talep hakkı vermeyeceği de gözönüne alındığında şikayetçinin ancak kendi maliki olduğu ve dava konusu yapılmayan 5taşınmazlar yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Tapu iptal tescil davalarında, temlik alan 3. kişinin bir hak talep edebilmesi için temlik eden yüklenicinin arsa sahibine karşı edimini ifa ederek temlik edilen bağımsız bölüme hak kazanmış olması gerekeceği, somut olayda yüklenici şirketin davada taraf olarak yer almadığının görüldüğü, bu durumda mahkemece davacı tarafa yüklenici hakkında dava açtırılıp, açılacak dava birleştirilerek taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasının incelenip davanın karara bağlanması gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; feragat nedeniyle ret kararı verilen itirazın iptali dosyasına konu icra takibi dosyasının getirtilerek, bu dava dosyası ile aynı belgelere dayanıp dayanmadığının incelenmesi, eğer her iki takip konusu alacak aynı belgelere dayanıyorsa kesin hüküm nedeniyle ret kararı verilmesi; farklı belgelere dayanıyorsa verilen kısmen kabul kararı gibi karar verilmesi olduğu-
İpotek maliklerinin kendi taşınmazları için ihalenin feshi talebinde bulunabileceği- Şikayetçinin şikayete konu her iki taşınmaz yönünden de ipotekli taşınmaz maliki olmadığı gibi tapu sicilindeki ilgili ya da ihaleye pey süren kişi de olmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin ihalenin feshi şikayetinin her iki taşınmaz yönünden de aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekeceği- Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 1 numaralı bendinde; "...Davacı ......... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” denildikten sonra 3 numaralı bendin (a) fıkrasında aynı kişi hakkında “ ... 8231 parsel 14 numaralı bağımsız bölümün ihalesinin feshine ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine,...” şeklinde HMK. nın 359/2. maddesine aykırı olarak hüküm oluşturulması kendi içerisinde çelişki uyandırmakta olup, infazında şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde istinaf başvurusu “esastan reddedildikten” sonra bu defa işin esasına girilerek şikayetçinin lehine olacak şekilde şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Taraflarca davalı borçlunun taşınmazına haciz konulmuşsa da hacizli taşınmazların satışının gerçekleşmediğinin ve sıra cetveli düzenlenmediğinin görüldüğü, tapu kaydındaki sıralamayı sıra cetveli olarak değerlendirerek bunun iptalinin mümkün olmadığı, bu durumda ortada iptale konu edilecek bir sıra cetveli bulunmadığından mahkemece, sıra cetveline itiraz davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-