Mahkemece, bozma sonrası hükme esas alınan .............. tarihli fen bilirkişi raporu uyarınca, D ve G harfli yerlerde kalan muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağının bulunmadığı, zira, bozma sonrası hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ve eki kroki incelendiğinde, D ve G harfli yerlerin DSİ’nin irtifak hakkı ve kamulaştırma alanında kalmadığının tespit edildiği, bu durumda, bu bölümler kamulaştırma/irtifak alanında kalmadığından, bu bölümler yönünden muhdesatın tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece yapılacak işin, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu ve ekinde gösterilen ve DSİ’nin irtifak/kamulaştırma alanında kaldığı belirtilen, E, H ve İ harfleri ile harman yeri niteliğindeki taşınmazda yer alan muhdesatlarda, dava tarihinden önce ya da sonra dikildiğinin tespiti açısından H harfi ile gösterilen yerde kalan ağaçların yaşları da, tereddüde mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilerek, özellikle mülkiyet hakkının ihlali bakımından inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak, davalı mülkiyet sahibi Hazine'nin, davacının bu haksız kullanımına karşı suskunluk ve eylemsizliği var ise bunun davacıları meşru bir beklenti içerisine sokup sokmadığı konusunda, Mahkeme görüşünün ortaya konulması, ağaçların yaşlarına göre dava tarihinden sonra dikilenlerin tespit edilmesi, ondan sonra toplanan ve/veya toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi olması gerekeceği- Aleyhine muhdesatın tespiti davası açılan DSİ Genel Müdürlüğü davanın açılmasına sebep olacak bir eylemde de bulunmadığından, mahkemece davalı olarak gösterilen DSİ Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemi-
Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca geç teslim hususuna ilişkin olarak teslimi gereken dairelerin bulunduğu binaya yönelik başka dosyadan verilen ihtiyatî tedbir kararı değerlendirilerek, bu tedbirin daha önce kaldırılma imkânının olup olmadığı, bu nedenle tedbirden dolayı bir gecikme yaşanıp yaşanmadığı, gecikme var ise davalı yüklenicinin bu hususta ihmalinin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Dava konusu inşaat halindeki yapının satın alma tarihinde parsel üzerinde mevcut olduğu, ........ tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamı itibarıyla anlaşıldığına, anılan muhdesat ile ilgili davacı tarafın bir isteği mevcut ise bu isteğini önceki malikten eda davası ile talep edebileceğine, davacının, tapu siciline güvenerek üzerindeki muhdesat ile birlikte taşınmazı satın alan davalı şirkete karşı söz konusu yapı yönünden tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığına göre, mahkemece inşaat halindeki yapı yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında başlangıçta mevcut olan hukuki yarar , yapılan yargılama sonunda davacı -karşı davalı üçüncü kişinin davasının reddine karar verilmesi nedeniyle sonradan ortadan kalktığından, davalı karşı davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte olmadığı-
Borçlu ile evli olan ve ihale konusu taşınmazın tapu kaydına feshi talep edilen ihaleden önce aile konutu şerhi koyduğu görüldüğünden, şikayetçinin tapu sicilindeki ilgililerden olduğu ve dolayısıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
Mahkemece asıl dosyanın esasına girilmeden hukuki yarar yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verildiğine göre, davalı – birleşen dosyada davacı üçüncü kişi lehine karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de belirtilen yanlışlığın giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Türk Medeni Kanunu'nun 644/2 maddesinde mirasçılardan biri paylaşma davası açmadığı takdirde elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin belirtilmesine rağmen mahkemece yasa hükmüne aykırı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, taşınmazların ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verildiğinden taşınmazda ortak olan davacıların bu davayı açmakta hukuki yararının kalmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
........ İş Mahkemesi'nin görevsizlik kararının, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmekle, bundan sonra davaya bakacak olan mahkemeyi bağlayıcı olduğu, yerel mahkemece ........... İş Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle davanın HMK 114/1-c maddesindeki “mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın görüm ve çözüm yeri adli yargı olup idari yargının görevli olduğundan bahisle verilen bozma ilamı doğrultusunda davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; bu hususun mahkemenin görevine ilişkin olup taraflar açısından usulî kazanılmış hak oluşturmayacağı-