Dosya arasında bulunan tapu kayıtlarına göre, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan bağımsız bölümlerin her biri, (ayrı ayrı) davalılardan .... oğlu ........ adına ve tarafların miras bırakanı müteveffa ............ adına müştereken kayıtlı iken, miras bırakana ait payın .............. tarihinde davacı dahil taraflar adına iştirak halinde intikal gördüğünün, taşınmaz üzerinde kat mülkiyetinin .............. tarihinde tesis edildiğinin ve davacının da (kat irtifakı kurulmuş) binadaki bağımsız bölümlerin aidiyetinin tespitini istediğinin anlaşıldığı, Devletçe tutulan tapu sicilindeki bu belirleme karşısında, kat mülkiyetine geçmekle arz ile muhdesat arasında bağlantı kalkacağından, var ise tapu iptal ve tescil davası yolu ile sorunun çözümü gerekeceği, bu şekli ile davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
O. Kadastro Mahkemesinin 2010/... Esas ve 2012/... Karar sayılı dosyasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında verilen karar hükme esas alınarak derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; hükme esas dosyanın incelenmesinde davacıların S. U. ve arkadaşları, eldeki davanın davacısının ise ... Toprak Sanayi AŞ olduğu ve dolayısı ile iki davanın taraflarının aynı olmadığı gözden kaçırılmış olup, bu durumda derdest bir davanın varlığından söz edilemeyeceğinden mahkemece işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği-
Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı-
Apartman yöneticisinin, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davasında kat maliklerini temsilen dava açamayacağı-
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca ödenen bedelin tahsili istemi-
Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının hukuka aykırı olduğunun tespiti ve ödenen bedelin tahsili istemi-
Sistem kullanım anlaşmasında yer alan ceza koşulunun haksız uygulanması suretiyle düzenlenen fatura bedellerinden ödenen miktarın istirdatı istemi-
Davacı işçinin, HM. mad. 106 kapsamında davalı işveren tarafından yapılan görevlendirmenin "esaslı değişiklik" olduğunun tespitine ilişkin dava açmasında hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu- "İş Kanunu’nun 22. maddesinde çalışma koşullarında değişiklik hâlinde başvurulacak hukukî yolların açıklandığı, maddede belirtilen şekilde açılacak eda davalarında iş sözleşmesinde yapılan değişikliğin esaslı değişiklik olup olmadığı hususunun öncelikle tespit edileceği, bu nedenle davacının beklediği hukukî korumayı ancak eda davası açarak sağlayabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İhale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğunun görüldüğü, şikayetçinin dava konusu ihalede ihale alıcısı olup, ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, dolayısı ile bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8.maddesi kapsamında ihalenin feshini istemek kapsamında hukuki yararının bulunmadığı- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-