Hayat sigorta poliçesinde mürtehin kaydı bulunan dava dışı banka tarafından, bakiye kredi borcunun tahsili için davacı aleyhine başlatılan icra takibi ve itirazın iptali davası nedeni ile mürtehinin davaya muvafakatinin aranmasına gerek olmadığı gözetilerek işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
"Tapu kaydında malik kimlik bilgilerinin düzeltilmesi" istemiyle dava açılmadan önce, "kaydın düzeltilmesi için tapu müdürlüğüne başvuru zorunluluğu ve buna bağlı olarak idari itiraz süreci tamamlanmadığı" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmesinin mümkün olmadığı-
Mahkemece, davacı vekiline ....... sıra sayılı eski tapu maliki ... oğlu ...'nın Hazine hasım gösterilmek suretiyle mirasçıların tespiti için dava açmaları için süre ve imkan verilmesine, sonucuna göre davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığının belirlenerek karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu yer ............. belediye sınırları içinde bulunması nedeniyle Hazine yanında, ilgili belediye tüzel kişiliğine de husumet yöneltilmesinin zorunlu olduğu, ayrıca, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca ........... ilinin mülki sınırları Büyükşehir Belediyesi sınırı olarak belirlendiği halde, ............. Büyükşehir Belediye Başkanlığı da davaya dahil edilmediği, taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemeyeceği, hal böyle olunca, .............. Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... davaya dahil edilmeden işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı ... aleyhine ............ tarihli satış vaadi sözleşmesi nedeniyle daha önce açılmış derdest bir dava bulunmamasına rağmen hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde birleştirilen ............ Esas sayılı dava yönünden de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile bilirkişi raporları arasında mübayenet oluştuğundan, daha eski yıllara ait hava fotoğrafları da getirtilerek çekişmeli taşınmazların başında yeniden yöntemince keşif yapılmalı, çevre ve yakın taşınmazlarla karşılaştırma yapılarak taşınmazın kullanım şekli de dikkate alınmak suretiyle üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti aracılığı ile niteliği tereddüde yer vermeyecek biçimde saptandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, gerekli araştırma ve incelemeler yapılmadan salt taşınmazın imar ihya edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekeceği- Karayolları Genel Müdürlüğün tapu kaydına dayalı mülkiyetinin bulunmaması, yapılmış bir kamulaştırma da olmaması nedeniyle, bu davalı yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerekeceği-
Mahkemece, ön inceleme duruşmasına davet tutanağı ile önalım bedelinin depo edilmesi için davacı vekiline süre verilerek ön inceleme duruşmasında da bedel depo edilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmişse de, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat aşamasında verilmesi lazım gelen sürenin de bu aşamada verilemeyeceğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesindeki düzenleme de dikkate alındığında önalım bedelinin yatırılmaması dava şartı olarak düzenlenmediğinden önalım bedelinin depo edilmemesi nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Dernek genel merkezi tarafından üyeliğe kabul edilen üyelerin genel kurul hazirun cetvelinde isimleri olmamasına rağmen seçimli genel kurula katılmaları sebebi ile genel kurulun iptali istemi-
Davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait aracın, karıştığı trafik kazası sonucu, kurum sigortalılarına yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalinin istenildiği işbu davada, davalının poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu belirtilerek, itirazın iptaline kesin olarak karar verildiği, dosya kapsamından, kazaya sebebiyet veren aracın, kaza tarihinde davalı Sigorta A.Ş. yerine, diğer bir şirket tarafından, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin yaptırılmış olduğu, somut olayda bu husus araştırılmaksızın karar verildiğinden ilgili sigorta şirketinden bilgi ve belgeler temin edildikten sonra davalı Sigorta A.Ş. yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi gerektiği-
Keşif ve bilirkişi için ücretinin istenen avans delil ikamesi avansı niteliğinde olduğu, süresinde yatırılmaması halinde delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılacağı- Kesin süreye ilişkin ara kararın her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılması, yapılacak işler teker teker belirtilmesi gerektiği- Mahkemece, "Keşif ve bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki haftalık süre verildiği, yatırmadığı takdirde keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, belirlenen süre içerisinde gerekli avans ve giderler yatırılmadığı" gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, hesap edilecek bilirkişi ve keşif giderleri "tek tek belirlenmek suretiyle" ara karar oluşturulması, bu ara karar doğrultusunda keşif giderlerinin yatırılması için "kesin süre" verilmesi, belirlenen kesin sürenin sonuçları hakkında tarafların uyarılması, kesin sürenin gereğinin yerine getirilmemesi halinde ise, (delilden vazgeçmiş sayılmaya ilişkin) HMK. 324 gereğince işlem yapılması gerektiği-
Genel mahkemelerin bakacakları davalar belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup, aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevli oldukları; açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davaların, genel mahkemelerin görevine girdiği- Buna karşın özel mahkemelerin, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevli oldukları- Şirket aleyhine açılan işçilik alacaklarının tahsili davasının sonuçlandırılmadığı, davalı borçlu "davacının ortağı olduğu bu şirkette sigortasız işçi olduğunu" savunmuş ve mahkemece de bu iddiaya dayanılarak hüküm tesis edilmiş ise de, davalının ceza yargılamasında şikayetçi olarak verdiği ifadelerinin devamında "perakende satmak için şirketten çay aldığı sırada bedelini ödeyememesi nedeniyle boş teminat senedi verdiği" şeklinde açıklama getirdiği dikkate alındığında, senedin işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde verildiğinin ve bu sebeple iş mahkemelerinin görevli olduğunun kabul edilemeyeceği-