Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak tazminat istemine ilişkin davanın "tüketici mahkemesi"nin görevine girmediği- 6502 s. K. mad. 3/1 kapsamında basit nitelikteki ve dar kapsamlı olağan tüketim işlemini konu alan eser sözleşmelerinin yer aldığı- 6102 s. TTK. mad. 4/1'de TBK. mad. 470 vd.'na atıf yapılmadığından davanın mutlak ticari dava niteliği de bulunmadığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu- HMK. mad. 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak takip dosyasında borçlu olmayan ve aleyhine takip yapılmayan şahıs hakkında verilen kararın, ödenmeyen kira parasının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin dava yönünden etkisi bulunmayacağından, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının sıra cetveline itiraz hakkından vazgeçtiği yolundaki beyanı esas alınarak, sıra cetveline itiraz hakkından, hakkın doğumundan sonra feragat ettiği, bu beyanından dönemeyeceği- Sıra cetvelinin davacı yönünden kesinleştiğinden davacı tarafın bu şekilde kesinleşen sıra cetveline karşı itirazda bulunmakta hukuki yararının olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amacın, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmek olduğu; arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin, TKHK'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknoloji gerektirdiğinden, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında, salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekeceği- Bu durumda davanın tüketici mahkemelerinde değil genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği- HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vermesi gerektiği-
Şikayet konusu işlemin incelenmesinde, şikayet konusu işlemi yapan İcra ve İflas Dairesi'nin bulunduğu yerdeki İcra Mahkemesi'nin görevli ve (kesin) yetkili olduğu, öte yandan, iflas hukukunda da, kambiyo senetlerine mahsus iflas yolundaki şikayetler hariç tümünün, İcra Hukuk Mahkemeleri'nce inceleneceği- Karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK'nın göreve ilişkin 7 ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliği nedeniyle" ibarelerine yer verilmesinin doğru olmadığı-
Vasiyetnamenin açılıp okunması davası hasımsız bir dava olmadığı için taraf teşkili sağlandıktan sonra görülmesi gerektiği, mahkemece murisin tek yasal mirasçısının davada taraf gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart ve kira alacağının tahsili ile tespit talebine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği, aksi halde dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddi gerekeceği-
Davalı her iki şirketin hakim ortaklarının karı koca olan aynı kişiler olması, hakim ortakların davalı şirketlerde yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısı olup, birinin limited şirkette diğerinin ise anonim şirkette, şirketleri temsil ve ilzama yetkili olmaları, aynı ünvanı kullanmaları gibi olgular göz önünde tutularak, şirketlerin aralarında organik bağın mevcut olup, dışa karşı iktisadi bütünlük algısının yaratılıp, yönetsel özdeşlik hali mevcut olduğundan tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisini uygulama koşullarının gerçekleşmiş olup davalı ...nin, davacıya olan borcundan dolayı diğer davalı ... ...nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Dava açıldığında alacak belirli değil veya tartışmalı ise, belirsiz alacak ve tespit davası açılması için hukuki yararın bulunduğunun kabul edileceği- İşçilik alacakları belirli olup olmadığının somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesinin doğru olacağı-Dava şartlarının, her talep açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bir talep için dava şartının yokluğunun, dava şartı olan ve gerçekleşen talepler için de davanın usulden reddini gerektirmeyeceği-Davacı tarafa dava şartı noksanlığı gidermesi, (tamamlaması) için kesin süre verilmeksizin, davacının hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanacak şekilde davanın reddine karar verilmesinin hatalı olacağı-
6100 Sayılı HMK'nın 4/a maddesi gereğince kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği-
