Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, davalının hizmet kusuruna dayanarak tazminat talep ettiği anlaşıldığına göre, İdarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği ve görev sorunu, resen dikkate alındığından 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesindeki sıralama ve 143/2 maddesi göz önünde bulundurulduğunda, yargı yolunun caiz olup olmadığının, mahkeme harç ve masraflarının eksik olup olmadığından daha önce incelenmesi gerektiği, mahkemece yargı yolu bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Kamu tüzel kişisi olan Belediye'nin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edileceği; ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarının, maktu vekalet ücretini geçmemesi gerekeceği-
Çeke dayalı alacak istemine ilişkin davanın 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığı ve davanın tahkikat aşamasında olduğu, bu davada, gider avansı değil, HMK'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği, delil avansının yatırılmamasının o delilden vazgeçme sonucunu doğuracağı, tek başına davanın reddine gerekçe olamayacağı-
Yaralamalı trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, aracın kayıt malikine ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, karar başlığında yer alan "Ü. Çıkar"ın sadece kaza tespit tutanağında araç maliki olarak belirtildiğinin görüldüğü, bu isme yapılmış geçerli bir tebligat bulunmadığı gibi dava ile ilgisi saptanamadığından, hakkında hüküm oluşturulması imkanının da olmadığı-
Temyize konu edilen davada davacı davalı idare tarafından yapılan kanalizasyon çalışmaları sırasında kablolarına verilen zararın giderilmesini istediğine göre, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesi gerekeceği-
Dava konusu alacağın 6183 sayılı yasaya göre takibi mümkün olsa bile, bir alacağın ödetilmesi amacıyla özel takip yolu öngörülmüş olması, o alacağın genel takip yolu veya genel hükümler gereğince istenmesini engellemeyeceği-
Tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus re'sen veya talep üzerine dikkate alınacağı ve ikinci davanın, dava şartları yokluğunda esasa girilmeksizin reddedileceği, bu durumda mahkemece duruşma açılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların iddia ve delileri alındıktan sonra, icra hukuk mahkemesinin dosyası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma davalarında ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde dayanılmayan vakıaların boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği-
Delil avansı gider avansında olduğu gibi HMK'nun 114. maddesinde belirtilen dava şartları arasında sayılmadığından, mahkemece ara kararında belirtilen delil avansının yatırılmaması nedeniyle dava şartlarının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddinin doğru olmadığı, mahkemece yapılacak iş, HMK'nun 324/2 maddesi gözetilerek ara kararında belirtilen delil avansıyla ilgili delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı hükmü karşısında diğer delillerin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret olması gerekeceği-