Davalı her iki şirketin hakim ortaklarının karı koca olan aynı kişiler olması, hakim ortakların davalı şirketlerde yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısı olup, birinin limited şirkette diğerinin ise anonim şirkette, şirketleri temsil ve ilzama yetkili olmaları, aynı ünvanı kullanmaları gibi olgular göz önünde tutularak, şirketlerin aralarında organik bağın mevcut olup, dışa karşı iktisadi bütünlük algısının yaratılıp, yönetsel özdeşlik hali mevcut olduğundan tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisini uygulama koşullarının gerçekleşmiş olup davalı ...nin, davacıya olan borcundan dolayı diğer davalı ... ...nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Dava açıldığında alacak belirli değil veya tartışmalı ise, belirsiz alacak ve tespit davası açılması için hukuki yararın bulunduğunun kabul edileceği- İşçilik alacakları belirli olup olmadığının somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesinin doğru olacağı-Dava şartlarının, her talep açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bir talep için dava şartının yokluğunun, dava şartı olan ve gerçekleşen talepler için de davanın usulden reddini gerektirmeyeceği-Davacı tarafa dava şartı noksanlığı gidermesi, (tamamlaması) için kesin süre verilmeksizin, davacının hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanacak şekilde davanın reddine karar verilmesinin hatalı olacağı-
6100 Sayılı HMK'nın 4/a maddesi gereğince kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği-
Alacaklı şirketin, tabiyetinde bulunduğu Panama ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla veya fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunmadığı belirtildiğine göre, davacının teminat yatırması gerektiği, bu durumda, mahkemece, karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilip alacaklı vekiline bu miktarı bloke etmesi için kesin süre verilmesinin, kesin sürede teminatın yatırılmaması halinde istihkak davasının usulden reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği- Muamele merkezi değişikliğine ilişkin olarak yapılan anasözleşme tadillerinin ticaret siciline tescil ve ilan ile hüküm ifade edeceği (Koop. K. mad. 3/2)- Yetkisizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği de gözetilerek, davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle HMK'nın 114/1-ç ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Usulüne uygun çağrıya rağmen genel kurula gelmeyen ortakların iptal davası açma haklarının bulunmadığı- Mahkemece, davacıların denetim kuruluna adı gçen kişinin katılan 423 üyenin tamamının kabul oyu ile seçilmesi kararına bu davacıların muhalefet şerhinin bulunmadığı, kararın oybirliği ile alındığı, bu karara katılmaması gerekenlerin katıldığına ilişkin bir iddiada bulunulmadığı, buna göre muhalefet şerhi olmadan iptal davası açma hakkına ilişkin koşulun da gerçekleşmediği, esasen bu kararın ret oyu dahi verilmeyerek benimsendiği, bu durumda HMK'nın 114/2. maddesi hükmü yollamasıyla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ve anasözleşmenin 38. maddelerinde aranan muhalefet şerhine ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle bu istemin 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı olmadığından, mahkemece, somut uyuşmazlığın tüketici işlemi olmadığı gözetilerek uyuşmazlığın esasına girilerek, tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği-
Dava şartlarından olan kesin yetki konusunda HMK'nın 138.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden yetkisizlik kararı verilmesi HMK'nın 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğundan hükmün bozulması gerektiği-
Sıra cetveline ilişkin şikayetlerin sebebi, sıra cetvelinin düzenlenmesinde kurallara uyulmaması, alacaklının kayıt olduğu sırayı kabul etmemesi ve sıra cetvelindeki sıra şekil noksanlıkları olacağı, ancak davacının alacağının sıraya kaydının yapılmadığı, bu sebeple davacı tarafça açılan bu dava kayıt kabul davası niteliğinde olduğundan, genel mahkemelerin görevli olduğu-