İİK'nın 94. maddesinin, sadece borçlu namına tescil talepleri yönünden uygulanabileceği- İİK. mad. 94'e dayalı olarak alınan yetki ile alacak davası açılamayacağı- Dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddi gerektiği-
İhtiyati haciz kararı verilmesinde mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmadığı, yaklaşık ispat ölçülerinde ispatın yeterli olduğu, asli müdahilin davasını şirket müdürünün sorumluluğu esasına dayandırdığı, haksız fiilden doğan borçların haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna bağlı olduğu, haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması halinde zararın meydana geldiği ülke hukukunun uygulanacağı,ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri arasında zamanaşımı itirazının bulunmadığı-
Dava şartı olarak düzenlenen gider avansının dava açılırken yatırılması gerektiği ve bu aşamanın geçtiği, dolayısıyla tamamlanmış olduğu, öyleyse HMK hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilemeyeceği, 1086 sayılı HUMK yürürlükteyken açılan bu davada istenilen giderlerin delil avansı kabul edilip, HMK'nun 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği-
Davacılar, davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne ait olup diğer davalı şirket tarafından işletilen taş ocağı etrafında oyun oynarken çocuklarının patlamamış dinamit lokumu bulduğunu ve bununla oynarken patlaması nedeniyle çocukta meydana gelen yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep ettikleri davaya ilişkin olarak,  zararın kamu hizmeti kapsamındaki faaliyetler nedeni ile meydana geldiği, 2577 sayılı İYUK mad. 2 hükmünce bu davanın konusunun bir tam yargı davası konusu olduğu anlaşıldığından davanın HMK. mad. 114 gereği yargı yolu bakımından reddedilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası açılıp görülmekte olduğu sırada aynı konu ile ilgili olarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı; hukuki yarar bir dava şartı olmakla, temyiz incelemesinde resen görülmesi gereken bir husus olup, aleyhe bozma yasağı kapsamı dışında olması gerekeceği-
Esas ve birleştirilen dava yönünden davacının talebinin dava tarihi itibarıyla evli olan davacı ile davalının tapuda kendi adına kayıtlı taşınmazlarını diğer davalılara muvazaalı satışı nedeniyle edinilmiş mallara katılma rejimi nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkin olup TMK'nun 193, 202 ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerin Kuruluş Görev ve Yargılama Usulüne İlişkin Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesinin görevli olduğu-
Mahkemece, "bir başka dosyanın tarafları, dava konusu ile eldeki dosyanın tarafları ve dava konusunun aynı olduğu, verilen ilk kararın temyiz edildiği için henüz kesinleşmediği, bu anlamda HMK'nın 114. maddesine göre derdestlik durumunun olduğu" gerekçesiyle, talebin dava şartı yokluğu nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemlerinin de kamusal nitelikte ve kamu hizmeti kavramı çerçevesinde olduğu, kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde idari yargının görevli olduğu-
Davalıların usulsüz kredi kullandırdığı iddiasına dayalı mali sorumluluk davasında uyuşmazlığın, temliknamenin dava konusu zararın tamamını kapsayıp kapsamadığı noktasında toplandığı, davacı TMSF'nin temlik ettiği alacak kredi borçlarından kaynaklanan alacak olup, temlikname bankanın iç bünyesinde kanuna ve mevzuata aykırı karar ve işlemleri ile bankaya zarar verdiği iddia olunan davalılara yöneltilen talep ve dava hakkını kapsamadığından, esasen davanın sorumluluk sorumluluk davası olduğu da gözetilerek temlikin ivazlı olup olmaması ancak dava konusu zararın kapsam ve miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak bir husus olduğundan mahkemece, temliknamenin davacının aktif husumet ehliyetini etkilemeyeceği kabul edilerek işin esasına girilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı Çeşmeli Belediye Başkanlığı kamu kurumu niteliğinde olup; davaya konu edilen davacı tarafından dikilen ağaçların davalı Belediye görevlileri tarafından kesilme olayı, kamusal görevin yerine getirilmesi sırasında oluştuğundan, İdare’nin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-