Sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) hakkında verilen hükmün tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 günlük yasal süre (İİK. mad. 164) geçirildikten sonra temyiz edilmesi halinde temyiz isteminin reddi gerekeceği- İflas sıra cetveline itiraz davalarının süreye tabi olup, sürenin sıra cetvelinin İİK. mad. 166'da gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlayacağı, davacının, İİK. 223'e göre tebliğe elverişli adres göstermesi ve gerekli masrafı avans olarak yatırılması halinde, sürenin kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanacağı- Mahkemece sıra cetvelinin Ticaret Sicil Gazetesi ve müflisin muamele merkezinin bulunduğu yerde yayınlanan yerel gazetede yayınlanıp yayınlanmadığı konusunda araştırma yapılması gerekeceği-
Alacaklının, borçlunun henüz tapuya tescil ettirmediği bir taşınmazını borçlu adına tescil ettirmek için icra dairesinden dava açma yetkisi verilmesini isteyebileceği; borçlunun üçüncü bir kişideki alacağını haczettiren alacaklının, bu alacağı tahsil için dava açabileceği, icra dairesinin, burada da alacaklıya vereceği belge üzerine alacaklının, davayı takip edebileceği-  İİK'nın 94. maddesine dayalı olarak alınan yetki ile alacak davası açılamayacağı, davacının böyle bir alacak davasını takip yetkisi bulunmadığı, dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gerekçesiyle HMK. mad. 114/1-e ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddi gerektiği-
İcra hukuk mahkemesinin sadece takip hukuku bakımından yaptığı inceleme sırasında davacı alacaklının takip isteğinden vazgeçerek genel mahkemeye başvurmasını engelleyecek bir yasa hükmü olmadığından, davacı kiraya verenin iki hakkı bir arada kullanabileceği- İcra hukuk mahkemesinin kesinleşen kararı ile mahkemeden talep ettiği hakkı alan davacı kiraya verenin o kararı infaz ettirmeyerek yeniden dava açmasında ya da açılmış davayı yürütmesinde hukuki yararı olmadığından davanın reddi gerekse de, icra hukuk mahkemesinde görülen dava husumet yönünden ret ile sonuçlandığından, davacı kiraya verenin genel mahkemede temerrüt nedeniyle tahliye davası açmasında bir usulsüzlük olmadığı-İcra hukuk mahkemesinde görülmekte olan davanın, genel mahkemede açılan dava için derdestlik oluşturmayacağı-
Maaştan yapılan kesintiler muhafaza işlemi niteliğinde olup, yapılan her yeni kesintinin şikayet hakkı doğurmayacağı-
Tüzel kişiliği kaldırılan köy ve belediyelerin mahkemelerde süren davalarına katıldıkları ilçe belediyesi taraf olacağından, davacı ve davalı köylerin suya vaki el atmanın önlenmesi davasında taraf sıfatının kalmadığı-
Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması dava şartı nedeni ile davanın reddini gerektirmeyecek, sadece o delile dayanan taraf belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmaması halinde o delilinden vazgeçmiş sayılması gerekeceği-
Yetki tespitine konu işyeri, “İzmir yolu üzeri, S.li/Manisa” adresinde yer aldığından Manisa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bağlı olduğunu; bu nedenle temyiz konusu davanın, görevli makamın bulunduğu yer mahkemesi olan Manisa İş Mahkemesinin kesin yetkili olduğu-
İlk gönderilen ödeme emrine süresinde itiraz edip sonra da şikayet yolu ile ödeme emrinin iptalini sağlayan borçluya yeniden gönderilen ödeme emri tebliğ edilmediğinden, uygun olarak borçluya tebliğ edilen ödeme emri bulunmadığı gibi süresinde yapılmış geçerli bir itiraz da bulunmadığından, itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklandığından, dava 6100 Sayılı HMK'nun yürürlük tarihinden sonra açıldığından görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Alacaklı alacağın tahsilini ister icra takibi yolu ile isterse de dava yolu ile talep edebileceğinden, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapmaya zorlanamayacağı-