Şikayet tarihi itibarı ile hacze konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından ve şikayetçi takibin borçlusu olmadığından, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu gibi, banka ve kredi veren kuruluş olmayan alacaklının limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması ve borçluya icra emri gönderilmesi mümkün olmadığı gibi gerek resmi senet gerekse takipte dayanılan hesap kat ihtarnamesi ve cevap dilekçesi içeriğinden aynı taşınmazda aynı alacağın teminatı olarak tesis edildiği anlaşılan ipotekler için tek bir takip yapılması gerekeceğinden şikayetin bu gerekçeyle kısmen kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden icra emrinin tümden iptaline karar verilmesi gerekeceği- Takipte yer alan ........... ada ........... no'lu parseldeki ipotek nedeniyle icra emrinde dava dışı taşınmaz malikleri .........., ........... ve ............ gösterilmek suretiyle takip başlatılmış olup, borçlunun bu taşınmazlar yönünden malik sıfatı ve dolayısıyla aktif husumet ehliyeti bulunmadığı halde bu ipotek yönüyle başlatılan takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu gibi, banka ve kredi veren kuruluş olmayan alacaklının limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması ve borçluya icra emri gönderilmesi mümkün olmadığı gibi gerek resmi senet gerekse takipte dayanılan hesap kat ihtarnamesi ve cevap dilekçesi içeriğinden aynı taşınmazda aynı alacağın teminatı olarak tesis edildiği anlaşılan ipotekler için tek bir takip yapılması gerekeceğinden şikayetin bu gerekçeyle kısmen kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden icra emrinin tümden iptaline karar verilmesi gerekeceği- Takipte yer alan ........ ada ....... no'lu parseldeki ipotek nedeniyle icra emrinde dava dışı taşınmaz malikleri ....., ........ ve ............. gösterilmek suretiyle takip başlatılmış olup, borçlunun bu taşınmazlar yönünden malik sıfatı ve dolayısıyla aktif husumet ehliyeti bulunmadığı halde bu ipotek yönüyle başlatılan takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, banka ve kredi veren kuruluş olmayan alacaklının limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmayıp bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerekeceği, o halde mahkemece, limit ipoteğine dayalı ilamlı takip yapılamayacağına yönelik şikayetin kısmen kabulü icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline hükmolunması; bunun yanı sıra gerek resmi senet, gerekse takipte dayanılan hesap kat ihtarnamesi ve cevap dilekçesi içeriğinden aynı taşınmazda aynı alacağın teminatı olarak tesis edildiği anlaşılan ipotekler için tek bir takip yapılması usul ve yasaya uygun ise de takipte tek bir icra emri düzenlenmiş olup limit ipoteği yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi sebebiyle, aynı taşınmazdaki karz ipoteğini de kapsayacak şekilde icra emrinin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken diğer şikayet nedenleri incelenerek icra emrinin düzeltilmesinin isabetsiz olduğu- Takipte yer alan ...... ada ..... no'lu parseldeki ipotek nedeniyle icra emrinde dava dışı taşınmaz malikleri ......, ...... ve ............ gösterilmek suretiyle takip başlatılmış olup, borçlunun bu taşınmazlar yönünden malik sıfatı ve dolayısıyla aktif husumet ehliyeti bulunmadığı halde bu ipotek yönüyle başlatılan takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhalenin gerçekleşmesinden sonra yapılan “KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu- Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesince, tazminat davasını inceleme görevinin, Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu düşünülerek re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak düzenlendiği iddiasında bulunduğu, taraflar arasında görülmekte olan eda davasında bu hususun ileri sürülebileceği, anılan davanın derdest olduğu, davacının işbu dava bakımından dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yargıtay'ın istikrar kazanan uygulamasına göre; borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı, ne var ki, somut olayda yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı tebliğ edilmeyen borçluların, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, borçluların davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği-
İcra dosyasının taraflarından birisi olmayıp üçüncü kişi konumundaki şikayetçi şirketin bu şikayette bulunmasında hukuki yararının olmadığı-
Şikayetçi ............’ nin kendi maliki olduğu taşınmazlar yönünden işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun, maliki olmadığı ........ parsel ve .............. parselde kayıtlı taşınmazlar yönünden ise şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği-