Yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye devredilmesine olanak bulunmadığı- ... Asliye Ticaret Mahkemesince, mahkemenin kurulup faaliyete geçtiği 01.09.2021 tarihinden önce açılmış olan eldeki davanın yargılamasına ... Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) devam edilmesi gerektiği- "Dava tarihinde Alanya'da müstakil ticaret mahkemesinin bulunmaması nedeniyle, TTK 5/4 gereğince ticarî nitelikteki uyuşmazlığa bakmaya davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, ancak yargılama sırasında Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 07.07.2021 tarihli ve 608 s. kararı ile Alanya'da 01.09.2021 tarihinden itibaren asliye ticaret mahkemesinin kurulup faaliyetine başladığı ve uyuşmazlıkta artık asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Şikayete konu taşınmaz davalı-borçlu ................'a ait olup, şikayetçinin takip borçlusu sıfatının bulunmadığı, o halde, mahkemece şikayetçi-3. kişinin şikayet hakkı bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu KDV’nin, şikayet tarihinden önce ödendiği görülmekte olup, verginin iadesinin muhatabının da artık vergi dairesi olduğu, bu kapsamda açılan davada da; uyuşmazlığın çözümü görevinin idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine ait olduğu, o halde mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Borçlunun hakkında yapılan takipte asıl kiracının takip tarihinden sonra vefat etmesi nedeni ile artık pasif takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini isteyebileceği, bir başka anlatımla, borçlunun özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararının olduğu, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, asıl borçlunun ölümü nedeni ile pasif husumeti kalmadığına dair şikayetinin reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık; Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yardım gönüllülerini taşıyan Mavi Marmara isimli gemide yolcu olarak bulunan davacının İsrail Devleti silahlı güçleri tarafından uygulanan saldırı nedeniyle yaralandığı, kötü muameleye ve psikolojik işkenceye maruz kaldığı iddiası ile manevi tazminat ile haksız saldırının kınanması ve yayın talebine ilişkindir...
Ehliyetsiz bir kimsenin vermiş olduğu vekaletname ve bu vekâletnameye dayalı olarak gerçekleştirilen sözleşmelerin kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğu ve bu iddianın hukuki yararı mevcut olan herkes tarafından ileri sürülmesinin mümkün olduğu ve diğer varislerin asıl davaya muvafakatlerinin mevcut olup olmamasının taraf ehliyeti bakımından herhangi bir önemi bulunmadığı-
İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle Suriye uyruklu davacının statüsü belirlenerek teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa teminatın yatırılması için kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması hâlinde istemin usulden reddine, yatırılması hâlinde ise dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu .............. tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan şirket çalışanı ................ ’ın, üçüncü kişi şirketin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığından üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’ nun 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK' nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafça daha önce aynı icra takibine ilişkin aynı sebeplere dayalı olarak açılan davalarda, takibe konu senetteki imzaya itirazın süreden reddedildiği ve her iki ilamın da istinaf yolundan geçmek suretiyle kesinleştiği, dava şartı yokluğundan davacının imzaya itirazı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
İşbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması, yargılama aşamasında hesap bilirkişi raporu alınmak suretiyle davaya konu alacak miktarlarının belirli hâle gelmemesi, varlığı tartışmalı olan bu alacaklar yönünden davacı tarafça talep arttırımı yapılmaması gibi hususlar nazara alındığında varlığı tartışmalı olan ve miktarı belirli hâle gelmeyen dava konusu alacak yönünden miktar itibarıyla kesin olduğundan ve istinaf kanun yolunun kapalı olduğundan söz edilemeyeceği-