Delil avansının yatırılmaması hâlinde o delilden vazgeçilmiş sayılacağından ve anılan mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan taşınmaz değerinin ve istenebilecek tazminatın tespitinin mümkün olmadığından bahisle davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine yönelik verilen karar usule ilişkin nihai bir karar olmayıp, maddi anlamda esasa ilişkin verilen nihai bir karar olduğundan, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan sonraki davada "kesin hüküm dava şartının oluştuğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" dair verilen direnme kararının yerinde olduğu-
Şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurup, ihalenin feshini istemeyen taşınmaz malikinin, şikayetçi tarafından ileri sürülen ihalenin feshi isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar nedeniyle aleyhine hüküm kurulmadığı da dikkate alındığında; temyiz hakkının olmadığı-
Satış şartnamesi ve açık artırma ilanında satışın, ................ adresinde yapılacağı yazıldığı halde, şikayet eden, alacaklı ve ihale alıcısının anlatımlarından, ihalenin ilanda belirtilen yerde değil, o yerin yanındaki sokakta gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, İİK'nın 114/2. maddesi gereğince, ihalenin, satış ilanı ve şartnamede belirtilen yerde yapılmasının zorunlu olduğu, ihalenin ilanda belirtilen yerde yapılmaması nedeniyle şikayet edenin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Davacı .......’nın borçlu şirket temsilcisi olarak borçlu şirket adına ihalenin feshi davasını açma hakkı var ise de; takibin taraflarından olmadığı gibi, takip dayanağı kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olmasının ipotekli takipte kendisine borçlu sıfatı kazandırmayacağı tabi olmakla birlikte, tapu sicilindeki ilgililerden yada ihaleye pey sürmek suretiyle iştirak edenlerden de olmadığından, İİK’nın 134/2. maddesi gereğince, kendi adına bu davada aktif husumet ehliyeti bulunmadığının kabulü gerekeceği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle yeniden esas hakkında verilen kararla, gerekçeli karar başlığının davacılar kısmına ........’nın yanı sıra ......... ... A.Ş.’nin de yazılması ve davacı ..... yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine ve aleyhine para cezasına yer olmadığına, diğer davacı ...... A.Ş. yönünden ise, dava tarihi itibariyle 7343 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile İİK'ya eklenen 111/a maddesinin yürürlükte olmadığı ve somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı tabi olmakla, müflis borçlu şirket yönünden ihalenin feshi sebebi bulunmadığından, davanın esastan reddine ve 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3. maddesi gereğince fesih gerekçeleri ile Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak davacı şirket aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekirken, gerekçeli karar başlığında tarafların hatalı yazılmasının ve bunun sonucu olarak da para cezasının davada aktif husumet ehliyeti bulunmayan ....... aleyhine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibin dayanağını oluşturan ilamda borçlu vekili olarak Av........'ın adının yer aldığı, satış ilanı tebligatının borçlu vekili açıklaması ile bu vekile yapıldığı, satış ilanının, dayanak ilamda adı geçen (ve istifa veya azledildiğine dair bir belge de bulunmayan) borçlu vekiline tebliğ edilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığı, vekile yapılan satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu, şikayetçi borçlunun adı geçen avukat vasıtasıyla temsil edildiği, ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, borçlu vekili tarafından istinaf dilekçesinde; kıymet takdirinin düşük takdir edildiği, bilirkişi raporunun usulsüz tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, davacı borçlunun en geç usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olan satış ilanının tebliği ile birlikte kıymet taktirinden haberdar olduğu, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet davası açılmadığı anlaşılmakla bu hususun artık ihalenin feshi nedeni olarak incelenip dinlenilmesine imkan olmadığı, satış ilanı tebliğinin yerel gazetede yapılmasının katılımı azalttığı belirtilmişse de; hukuki yarar yokluğunda bu hususun dinlenemeyeceği, ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine ve İİK'nın 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına bu nedenle girilmemiş olunacağından para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ile ihale bedeli üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhale konusu 360.000 TL muhammen bedelli taşınmazın 501.500 TL'ye ihale edildiği, davacı/borçlu vekili tarafından şikayet dilekçesinde satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ve davacı/borçlu vekilince kendisine e-tebligat yoluyla satış ilanı tebliğinden sonra ............. tarihinde .............. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ............ esas sayılı dosyasında kıymet takdirine itiraz davası açtığı takip dosyası içeriğinden anlaşıldığı, eldeki ihalenin feshi başvurunda ayrıca ve açıkça taşınmazın kıymetinin icra müdürlüğünce düşük takdir edildiği yönünde bir itiraz ve fesih nedeni ileri sürülmediğinden, ihalenin taşınmazın kesinleşen muhammen bedellinin üzerinde bir bedelle ihale edildiğinin kabulü gerekmekte olup zarar unsurunun gerçekleşmediği, bu durumda mahkemece hukuki yarar yokluğundan ihalenin feshi şikayetinin usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
1.800.000,00 TL muhammen bedelli ihale konusu taşınmazın 3.100.000,00 TL'ye ihale edildiğini, taşınmazın muhammen bedelinin çok üzerinde ihale edilmiş olmakla, zarar unsurunun gerçekleşmediğini, bu durumda şikayetçinin İİK'nın 134/8 maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmadığından açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği, o halde İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi gereğince işin esasına girilmeksizin karar verildiğinden davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olduğu-
Muvazaa iddiasına dayalı olarak sıra cetveline itiraz istemine ilişkin davada, Davalı savunmasında, "bedeli paylaşıma konu taşınmazın sit alanı dışına çıkarıldığından bahisle borçlu adına tescilinin gündeme geldiğini, tescile ilişkin bu işlemlerin icra müdürlüğü tarafından verilen yetkiyle kendilerince takip edilerek tamamlandığını, taşınmazın bu şekilde borçlu adına tescil edildiğini, öte yandan Borçlunun mirasbırakanından intikal eden mirası alacaklılarının aleyhine olacak şekilde reddettiğini, kendileri tarafından mirasın reddinin iptali davası açıldığını" ileri sürmesi ve bu hususların dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanmış olması ayrıca davalı borçlu tarafından davacı aleyhine ikame edilmiş kambiyo senetlerine karşı şikayet davası ile ihalenin feshi davaları bulunduğunun da sabit olması karşısında davalı alacağının muvazaalı olduğundan bahsetmek mümkün görünmediği-
Davacının haciz koydurduğu dosyaya satış avansı yatırdığı sabit ise de aynı tarihli talebinde ayrıca ve açıkça satış talebinin bulunmadığı, ihale tarihi itibariyle hacizlerin düştüğü, davacının ihale tarihi itibariyle geçerli bir haczinin bulunmadığı ve ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Yapılan inceleme ve mahkeme tarafından alınan rapora göre; icra müdürlüğünce belirlenen değerin taşınmaza ve emsallere uygun belirlendiğinin tespit edildiği, bu nedenle kıymet takdirine itirazın reddine karar verildiği, kesin yargı kararıyla incelenen hususların yeniden dava konusu edilemeyeceği, ihalenin feshi sebebi gösterilmeyeceği- Covit-19 salgınının yasanın belirlediği anlamda olağanüstü hal olarak kabul edilemeyeceği, ancak taşınmazın muhammen değerin üzerinde satıldığı, zarar unsurunun oluşmadığı, bu durumda davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-