Taraflara arasında davalının teknesine akaryakıt ikmali hususunda satım ilişkisi olduğu , davalı vekilinin dosya içeriğindeki beyanlarından, irsaliyeli faturalardan ve teslim tutanaklarından anlaşıldığından, talebin bir para alacağının tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle icra takibinin alacaklının ikametgahı icra müdürlüğünde de yapılabileceği-
taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri ve diğer belge ve evrakların dosyaya ibrazı sağlanarak sözleşmelerin içeriği de dikkate alınmak suretiyle taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte mi yoksa tüketici işlemi mi olduğu değerlendirilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak verilen görevsizlik kararı verilemeyeceği-
TSE tarafından davalı ile aralarındaki TSE standartlarına uygunluk değerlendirmesi ve belgelendirilmesine ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacak iddiasına ilişkin davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık TSE markasının kullanımından değil, hizmet sözleşmesinden doğan alacak iddiasına dayandığından, işbu davada 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmayacağı-
Genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredilerden masraf ve komisyon adı altında tahsil edilen bedellerin istirdatı istemine ilişkin davada, bilirkişi raporunda genel kredi sözleşmesinin tek başına taraflar arasındaki işlemlerin tamamının ticari nitelikte olduğunu gösterir bir belge olmadığı belirtildiğinden, mahkemece belirtilen hususlarla ilgili bilgi ve belgeler taraflardan sorulup getirtilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceğinden, mahkemece, davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olan Yasa'nın 101. maddesine göre bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği-
Dava, faydalı model belgesi ile korunan buluşun haksız kullanımı nedeniyle açılmış tecavüzün tespiti, durdurulması, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın bu niteliğine göre 551 sayılı KHK'nın, 22.06.2004 tarih ve 5194 sayılı Yasa ile değiştirilen 146. maddesi hükmü uyarınca davaya bakma görevinin fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine ait olduğu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, 16.09.2004 tarih ve 396 sayılı kararı ve daha sonra alınan ve halen yürürlükte olan 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile anılan Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davalar bakımından, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, asliye ticaret mahkemesi kurulmuş olup olmamasına bakılmaksızın, bir ya da iki asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bir numaralı asliye hukuk mahkemesi, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde 3 numaralı asliye hukuk mahkemesi görevlendirilmiş olup, bu mahkemelerin yargı çevresinin adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsadığı-
Şikayet olunan asılın takip dosyasında tüm iş ve işlemlerini yürütmekle görevli bulunan vekile gerekli tebligatın yapılması ile taraf teşkiline ilişkin işlemlerin tamamlandığı, sıra cetvelinde gemi alacaklısı hakkının rehin veya ipotekle temin edilmiş olsun veya olmasın diğer bütün alacaklılara karşı önceliği bulunduğu- Sıra cetveline ilişkin şikayetin, kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkin davada, davacının alacaklı olduğu icra dosyasında bedeli paylaşıma konu borçluya ait aracın trafik kaydına ilk olarak 14.07.2009 tarihinde haciz konmuş ve mahkemece, geri çevirme kararıyla istenmesine rağmen sunulmayan 22.06.2004 tarihli rehin sözleşmesi dayanak gösterilmek suretiyle davalı kooperatifçe davacının haciz tarihinden sonra 08.03.2010 tarihinde dava dışı kişinin kredi borcu sebebiyle bedeli paylaşıma konu araç üzerine rehin konulması işleminin muvazaalı olarak kabulü gerektiği- Mahkemece, sıra cetvelinde davalı kooperatife ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalı kooperatife bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- İİK. 142/1 uyarınca sıra cetveline ilişkin davanın kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi, "borçlu" yönünden sıra cetveline ilişkin davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından, HMK mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi vekilinin, bedeli paylaşıma konu taşınmazın üzerindeki ipoteğin kapsamına şikayetçinin kredi riskinden kaynaklanan diğer alacaklarının da dahil olduğu, bu nedenle satış bedelinin tamamının müvekkili bankaya ödenmesi gerektiği iddiasına dayalı olarak sıra cetvelinin iptaline yönelik istemi, alacağın hesaplanmasına ve kapsamına, diğer anlatımla takip hukuku kurallarının yanlış uygulamasına yönelik olup; şikayetçi vekilinin müvekkili bankanın veya şikayet olunanın alacağının hiç ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik olmadığından itirazın, alacağın doğumuna ve esasına yönelik olmadığı, bu durumda mahkemece, icra mahkemesinin görevli olduğu- Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, şikayetin anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede, "bu itirazı inceleme yetkisi ve görevi ........ Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine'' ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ifadesine yer verilmesinin doğru olmadığı-