Taraflar arasında konusu ve tarafları aynı olan dava olduğu, görevsizlik kararı verildiği ancak kararın henüz tebliğe çıkartılmadığı, derdest olduğu anlaşılmakla, derdestlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İflas istemine ilişkin dava açıldığı tarihte mahkeme ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı yürüttüğü sırada aynı yerde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi kurulması karşısında, yerel mahkemece görevsizlik kararı değil, yeni kurulmuş olan mahkemeye devir veya gönderme kararı olması gerektiği-
Davacıların murisi ile davalı arasında hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, ancak ticari amaçla sigorta yaptırılmadığını, 6502 sayılı TKHK.nun 2/1. maddesine göre sigorta işlemleri tüketici işlemlerinden sayıldığından aynı Kanun'un 83/2 ve 73. maddelerine göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu-
Arsa sahiplerince açılan karşı davada, karşı dava dilekçesi ile önce, yüklenicinin sözleşme ile temerrüde düştüğü tarihten itibaren gecikme tazminatı talep edilmiş ise de, bilahare verilen dilekçe ile önceden açılan davada, 27.01.2009 tarihine kadar dönem için gecikme tazminatı talep edildiği belirtilerek, mevcut karşı davada, 27.01.2009 tarihinden sonra doğmuş olan gecikme tazminatının talep edildiği bildirilmiş olduğundan,. bahsi geçen dosya ile mevcut karşı davanın konusunun aynı olduğundan sözedilemeyeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, dava konusu hakkında idari yargıda açılan davanın adli yargının davaya bakmaya görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı daha önce kesinleşmiş olduğundan, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun'un 19.maddesine göre görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi yönünde bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkin davada; mahkemece, şirket ve ortakları tarafından davanın kabulüne karar verildiği; ancak 6762 sayılı TTK. mad. 551/3 (6102 sayılı TTK. mad. 640) gereğince, esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartiyle şirketin, muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden isteyebileceği; muhik sebeplerin varlığı halinde bir ortağın şirketten çıkarılmasını talep etme hakkının yalnızca şirkete tanınmış olduğu; şirket ortaklarına işbu davada taraf olabilme ehliyeti tanınmadığından, mahkemece gerçek şahıs davacılar yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Vekil aracılığı ile takip edilen davada müvekkilin ölmesi ile vekaletin son bulacağı, mahkemece tüm mirasçıların usulüne uygun şekilde davaya dahil edilmesinden sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkin davada, davanın kural olarak şirket tüzel kişiliği hasım gösterilerek açılması gerektiği; davalı şirketlerin yanında diğer ortaklar yönünden de davanın kabulüne karar verildiği ve anılan davalıların da vekalet ücretinden sorumlu tutulduğu; oysa bu türden bir davada fesih ve tasfiyesi istenen şirket dışındaki davalı ortaklara husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı; bu durum karşısında mahkemece, davalı şirketler dışındaki davalılar bakımından davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalkmış olduğu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshi isteminde borçlunun şikayetçi olması durumunda hasım alacaklı ve ihale alıcısı olduğu halde, alacaklıya şikayet dilekçesi, duruşma günü, gerekçeli karar ve bozma ilamının tebliğ edilmediği ve dolayısıyla eksik hasımla yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu anlaşıldığından, mahkemece, usulünce taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
