Taraflar arasındaki anlaşmazlığın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, dava konusunun TTK'da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı, taraflardan davalılar tacir ise de davacıların tacir olmadıkları, asliye hukuk mahkemeleri ve ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, HMK'ya göre görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her safhasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekli hususlar arasında yer aldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece verilen ihtiyati hacze itiraz eden kişi mirasçılarından, borçlu şirketi temsile yetkili olduklarına ilişkin kayıt ve belgelerin istenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği- Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturduğu- Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü 'nün, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı ve hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden açılan davaların idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerektiği-
Danışıklı işlem ile diğer kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının bulunması ve danışıklı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olması gerektiği- TBK. mad. 19 uyarınca açılan davalarda, İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak dava konusu taşınmazın davalıya satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya bu taşınmaza haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafından davalı borçlu aleyhine açılan tazminat davasının sonucu beklenerek alacağın kesinleşmesi halinde, mevcut delillerin TBK'nun 19 maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hata yapılarak "kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı, aciz belgesinin sunulmadığı" gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava koşulu yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, davalılar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Davacı talebi mülkiyet hakkına dayalı müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil alacağına yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde olmadığından Aile Mahkemesi' nin görevli olmadığı; uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Gerekçeli karar, davalıya, davacı tarafından bildirilen'adresine tebliğe çıkarılarak, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de, daha önce bu adrese usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığı, gerekçeli kararın adı geçen davalıya tebliği Tebligat Kanunu'na uygun olmadığından davalının temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği- Mahkemece, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı gerekçesiyle, davanın, HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemenin görevsizliği nedeniyle, dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi istemine ilişkin davada, kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesinin gerekeceği-
Gider avansı dava şartı iken delil ikamesi avansının dava şartı olarak nitelendirilemeyeceği, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamasının dava şartı nedeni ile davanın reddini gerektirmeyeceği, tarafların belirlenen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilinden vazgeçmiş sayılacağı-
Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davada, 556 ve 554 sayılı KHK'lardan kaynaklanan uyuşmazlık yönünden görevli olan ihtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, davaya bakma hususunda mahkemenin görevli bulunduğu gözetilmeksizin işin esasının incelenmesi yerine yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-