Kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi istemine ilişkin davada, davalı işyerinin, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan sağlık merkezi olması karşısında, ''..... kapatılan kurum, kuruluş......... ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında ....... dava veya takip şartının bulunmaması sebebiyle davanın reddine veya takibin düşmesine....'' karar verileceği hususu göz önünde tutulup dava şartının değerlendirilerek sonuca gidileceği-
Kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği, görev kurallarının, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken hususlardan olduğu, bu durumda, davanın HMK 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava 3533 sayılı Kanuna göre açılan bir dava olmayıp, tarafların tacir olduğu, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 s. TTK uyarınca ticari dava olduğu, TTK'nun 5/3 ve geçici 9. maddesi uyarınca, dava tarihi itibariyle asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan, mahkemenin görevsizliği sebebiyle HMK. mad. 114/1-c ve 115/2 uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 23.01.2017 T. E: 2014/24746, K: 633-
Tazminat davasının saat 10:13'de açıldığı, davacı şirketin iflasına ise aynı gün saat 13:14 de verildiği anlaşıldığından, davanın açıldığı tarihte davacının dava ehliyetinin mevcut olduğu ve bu durumda mahkemece İİK. mad. 194 gereği işlem yapılması gerektiği-
Muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesine dair dava görüldüğünden muhdesatın tespiti davası açılmasında hukuki yararın olduğu- Muhdesatın tespiti davası, eldeki davaya konu olmayan taşınmaz üzerindeki muhdesatlara ilişkin bulunduğundan eldeki dosya bakımından HMK. mad. 114/1-ı uyarınca derdestlikten bahsedilemeyeceği- 
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, her ne kadar tüzel kişiliğe haiz değil ise de, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 6/.... maddesi uyarınca, eldeki dava bakımından taraf ehliyetine sahip olduğu-
Mahkemece, sonradan yapılan 2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin geçersiz olduğu kabul edilerek, kira sözleşmesinin 01.01.2010 tarihinden itibaren sona erdiğine ilişkin olarak verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmediğinden, davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşacağı- Kira sözleşmesi karşılıklı anlaşma veya bir mahkeme kararı ile iptal edilmediği sürece tarafları bağlayacağı ve geçerliliğini sürdüreceği, mahkemece (önceki) 01.01.2009 tarihli kira sözleşmesinin iptaline veya hükümsüzlüğüne karar verilmediğine göre, TBK. mad. 347 gereğince tahliye talebinin reddine ve kira alacağına ilişkin talebin de 01.01.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hükümlerine göre tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafından aynı maddi olaylara dayalı olarak davalının müdahalesinin önlenmesi ve tahliyesinin talep edildiği ve davalı tarafından da derdestlik itirazında bulunulduğundan, mahkemece bu talep konusunda inceleme yapılması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin, eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türü olduğu- 6502 sayılı Kanun'da kanun koyucunun dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü ile tüketici mahkemesince, "asliye hukuk mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, HMK. mad. 114/1-c, 115/2 uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde davacının daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam etmesinin mümkün olduğu-