HMK. mad. 324 kapsamında eksik delil avansının yatırılması için (avansın hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağı açıkça belirtilerek ve kesin sürenin sonuçları hatırlatılıp) borçluya usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre şikayet hakkında karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun'a göre Tüketici Mahkemelerinde değil, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiği- Mahkemece, HMK. mad. 114/1-c ve 115/2 hükümleri gereğince göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK'nın göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine dayalı olarak hüküm fıkrasında "Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine, yer verilmesinin hatalı olduğu-
Alacak miktarının hacizli malların değerinden az olması dikkate alındığında, avukatlık ücretinin alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerektiği- Takibin durdurulmasına karar verilip, infaz edildiğine dair dosyaya yansıyan bir bilgi olmadığı halde davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı- Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiğinden, davalı - karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında, başlangıçta mevcut olan hukuki yararın ortadan kalktığı, bu nedenle tasarrufun iptali davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu- Davacının asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı sigortacının önceki davada taraf olmayışı nedeniyle, önceki davada verilen hükmün, eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği- Davalı sigorta şirketinin, sigortalısı olan dava dışı araç maliki ile birlikte, kazada zarar gören davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu- HMK'nun 303/5. maddesindeki düzenleme gereği müteselsil sorumlulardan biri olan araç malikine karşı açılan davada verilen hükmün, eldeki davada davalı için kesin hüküm teşkil edemeyeceği-
İşlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin TBK. mad. 19 uyarınca açılan davada, davacının boşanma davası açtığı (taşınmazını devreden) eşinin de davaya dahil edilmesi gerektiği- Danışıklı işlem ile diğer kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının bulunması ve danışıklı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olması gerektiği, davacının boşanma davası dışında katkı payı ve katılma alacağı davası bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılması gerektiği- TBK. mad. 19 uyarınca açılan davalarda, İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak dava konusu taşınmazın davalıya satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya bu taşınmaza haciz ve satış isteme yetkisinin tanınmasına karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinde birinci sırada yer alan alacaklının sırasına ilişkin yapılan başvurunun icra mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerektiği-
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkin davada, davalı şirketin hukuki durumu da davacının usulüne uygun olarak alınan para karşılığında şirket ortağı olup olmadığı hususuna bağlı bulunduğundan, mahkemece; davacı tarafça ibraz edilen belgede ismi geçen şirketin davalılarla ilgisinin ne olduğu, yatırılan paranın bu davalılara aktarılıp aktarılmadığı incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülüklerin; genel merkezde parti tüzel kişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılacağı- Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esasların, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunacağı- Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dahil her türlü sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliğinin hiçbir suretle sorumlu tutulamayacağı, merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunulamayacağı, bu takdirde sorumluluğun, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı-
Bozma ilamında "iflas erteleme talebinde bulunan şirketin davadan kısa bir süre önce merkezini taşıdığı, bu doğrultuda Ticaret Siciline kaydını yaptırdığı ve Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan yapıldığı, ancak fabrikasının bulunduğu yer, şirketin taşındığı yerde herhangi bir faaliyetin bulunmaması vb. hususlar le birlikte şirketin muamele merkezi değerlendirildiğinde mahkemenin yetkisizliği"ne karar verilmiş olup mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK. mad. 114/1-ç uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan HMK. mad. 115/4 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-