Mahkemece, şikayetçi ....... Yapı AŞ’nin takibe konu diğer taşınmazların maliki olduğu, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı dikkate alınarak bu şikayetçiye öncelikle nispi peşin harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği, mahkemece yapılacak işin öncelikle anılan şikayetçiye nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve akabinde teminatı yatırtıp sonuca gitmek olduğu-
5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 19. fıkrası uyarınca ise, Kurum'un prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu, 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi, 6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre daha özel bir düzenleme olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinin 16. fıkrası uyarınca prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanun uyarınca yaptığı icra takipleri nedeniyle gerçekleştirilen taşınmaz ihalelerinin feshine ilişkin şikayetler hakkında da aynı maddenin 19. fıkrası hükmünün uygulanması gerekeceği, bu durumda uyuşmazlığın çözümünde, alacaklı birimin bulunduğu yer iş mahkemesi olan Akhisar İş Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince; dava şartları arasında yer alan mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, 6100 sayılı Kanun'un 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakip 2 hafta içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili Akhisar Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddine ve akabinde kararın kesin olarak verildiğinden bahisle temyiz talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Her ne kadar mahkemece, ........... tarihli duruşma zaptının 2.bendinde nispi harç ile ilgili olarak bir sonraki duruşma gününe kadar yasaya uygun şekilde süre verilmiş ise de harcın yatırılmaması halinde “dava şartı yokluğundan davanın reddedileceği” ne yönelik ihtar ve harcın yatırılmaması halinde davanın “dava şartı yokluğundan “reddinin isabetsiz olduğu, mahkemece yapılması gerekenin harcın yatırılmaması halinde “dosyanın işlemden kaldırılacağına” karar verileceği ihtarı ile harcın yatırılmaması halinde “dosyanın işlemden kaldırılmasına” karar vermek olduğu, o halde, mahkemece, Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi gereğince harcın tamamlanması için "...takip eden celseye kadar.." süre verilmesi ve harcın tamamlanmaması halinde “dosyanın işlemden kaldırılacağı” yönünde usulüne uygun ihtar yapılması ve harcın yatırılmaması halinde “dosyanın işlemden kaldırılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu edilen ............ sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca .............. İcra Müdürlüğü’nün ............... E. sayılı dosyası ile herhangi bir icra takibinin henüz başlatılmadığı, sadece genel mahkeme yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir mahiyetindeki haciz kararının infaz edildiği görüldüğünden, ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin şikayeti inceleme görevinin ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye ait olduğu, o halde; ihtiyati haciz hakkında herhangi bir takibin bulunmadığı, ihtiyati haczin ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu değerlendirilerek ihtiyati tedbirin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Satışa konu takip dosyası arasında bulunan ............. sayılı ilama göre, aynı taşınmaz yönünden alacaklı vekili tarafından ................. tarihli kıymet takdir raporuna itiraz edildiği, anılan mahkeme kararında, Av. ..........’in borçlunun vekili olarak yer aldığının görüldüğü ve söz konusu borçlu vekilinin azledildiğine veya istifa ettiğine dair takip dosyası içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı, dolayısı ile takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmasa dahi aleyhine başlatılan takipte, borçlunun vekil ile temsil edildiğinin kabulü gerektiği, buna rağmen yukarıda ifade olunan emredici nitelikteki düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, borçlunun vekiline satış ilanı tebliğ edilmemesinin ihalenin feshi nedenlerinden olduğu-
Mahkemece, kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kaldığı anlaşılan davacıya nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin öncelikle davacıya nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve akabinde teminatı yatırtıp sonuca gitmek olduğu-
Şikayetçinin, asıl borçlu lehine taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer aldığı görülmüş ise de; maliki olmadığı ihale konusu taşınmaza yönelik ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin (şikayet hakkının) bulunmadığının kabulü gerekeceği-
Uyuşmazlığın çözümünde, alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan, İcra Mahkemesince; dava şartları arasında yer alan mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, 6100 sayılı Kanun'un 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesini müteakip 2 hafta içerisinde talepte bulunulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İş Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Dairemizce, ilamsız icra takiplerinde mükerrerlik iddiası, borca itiraz niteliğinde görülerek, bu itirazın İİK’nın 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğine dair görüş istikrarlı şekilde uygulanmış ise de, derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesine ve bu hususun Yargıtay Büyük Genel Kurulunun içtihadı birleştirme kararı ile de benimsenmesine paralel olacak şekilde görüş değişikliğine gidilerek, icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebinin, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak icra mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak ileri sürülebileceği sonucuna varıldığı- Borçluların, aleyhlerinde başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinin konusu olan alacağa dayanılarak daha önce ............ İcra Müdürlüğü'nün ............ E. ve aynı icra müdürlüğünün ............. E. sayılı dosyalarında başlatılan takiplerin halen derdest olduğunu ileri sürdüklerinin görüldüğü, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı gereğince borçluların icra mahkemesine başvuruları İİK’nın 16/2. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olup, mahkemece istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, talebin itiraz olarak nitelendirilmesi ile yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının her iki icra takibinin talep tarihleri arasındaki zaman diliminin yakın olması, her iki takibinde de aynı ............ USD’lik faturaya dayanması ve asıl alacak bedelinin rakamsal olarak aynı olup para birimleri yönünden farklı olduğu göz önünde bulundurulup ilk takibin maddi hataya dayalı icra takibi olduğu ve TBK’nın 99. maddesi kapsamında seçimlik hakkın kullanılmadığı gözetilip Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken, davanın usul yönünden reddine karar verilmesinin olmadığı-