Covid 19 salgını sonrası dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik durgunluk, üretim süreçlerindeki yavaşlama sonunda fiyatlarda meydana gelen ani, orantısız yükselişle birlikte paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşünün benimsendiği-
Harcın yatırılmamasının yaptırımının, " ...davanın açılmamış sayılması," harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımının ise "...davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi" olduğu- Mahkemece, icra takibinde ipotek veren olup, kendi taşınmazı dışındaki bir başka taşınmazın ihalesinin feshini isteyen şikayetçiye öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının hatalı olduğu-
Şikayet eden tarafından, şikayet tarihi ve haciz tarihi itibariyle adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talep edildiği, bu bakımdan hukuki yararın şikayet tarihi ve şikayetin incelenmesi sırasında devam etmesi gerektiği ancak şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın üçüncü kişiye .......... tarihinde satışının yapıldığı görüldüğünden, mahkemece şikayetçinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilerek sona erdiği dikkate alınarak hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haczin kaldırılmasının isteyen şikayetçi şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın bir başkasına sattığından, hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet eden tarafından, şikayet tarihi ve haciz tarihi itibariyle adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talep edildiği, bu bakımdan hukuki yararın şikayet tarihi ve şikayetin incelenmesi sırasında devam etmesi gerektiği ancak şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın üçüncü kişiye .............. tarihinde satışının yapıldığı görüldüğünden, mahkemece şikayetçinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilerek sona erdiği dikkate alınarak hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi ............’ün maliki olmadığı ..... ada ........ parselde kayıtlı olan taşınmaz için diğer şikayetçinin ise maliki olmadığı ... ada ......... parselde kayıtlı taşınmaz için aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, maliki oldukları taşınmazlar yönünden ise şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, buna göre, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nın 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak para cezasının, şikayetçi ipotek malikleri yönünden ayrı ayrı maliki oldukları taşınmazların ihale bedelinin %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Uyuşmazlık; HSK'nın 07.07.2021 tarihli, 608 sayılı kararı ve HSK Birinci Dairesi’nin 08.07.2021 tarihli, 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı üzerine Muğla ilinde asliye ticaret mahkemesinin kurulduğu ve 01.09.2021 tarihinde faaliyete geçtiği somut olayda; eldeki davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi, yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu- Eldeki davanın açıldığı 02.04.2008 tarihinde F.'de ticaret mahkemesi bulunmadığından, davalılardan iş bölümü itirazında bulunmaları beklenemeyeceği- F. Asliye Hukuk Mahkemesi artık eldeki davaya bakmakla görevli hâle geldiğinden ve davayı görerek sonuçlandırması gerektiğinden, sonradan HSK kararı ile Muğla ilinde kurulup 01.09.2021 tarihinde faaliyete başlayan Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyeceği-
Mahkemece, ihalede pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılmasının ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumundaki alacaklarına haciz konulduğunun, aynı alacaklar üzerinde şikayete konu takip dosyası dışında da hacizler bulunduğunun, SGK tarafından borçlunun hesabında bulunan tutarın muhtelif tarihlerde icra müdürlüğüne gönderildiğinin, icra müdürlüğünce bu paraların bir kısmının dosya alacaklısına ödendiğinin, şikayetçi tarafından söz konusu bedel üzerinde kendilerinin de haczi olduğunun ve sıra cetveli yapılması gerektiği yönündeki taleplerinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işleminin kaldırılmasını istediğinin anlaşıldığı, her ne kadar şikayet eden üçüncü kişi, icra dosyasının tarafı değil ise de, haciz alacaklısı olması nedeniyle aktif husumet ehliyetinin olduğu, ayrıca hacze iştirak eden alacaklılar, sıra cetveli yapılmadan sıra cetveline itiraz ya da şikayet niteliğindeki başvurularda bulunamayacaklarından, haciz koyduran alacaklıların sıra cetveli düzenlenmesini talep etmekte hukuki yararlarının bulunduğu, bu durumda ilgili yasal düzenlemeler uyarınca, icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesi zorunlu olup, mahkemece, şikayetin icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiğine karar verilmek suretiyle kabulü gerekeceği-