İcra ve İflas Kanunu'nun 142. madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılarına tanınmış olup, borçlunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından itirazda hukuki yararı bulunmayıp, dava konusu somut olayda da davacılar ....... ve ................ borçlu oldukları için sıra cetveline itiraz haklarının bulunmadığı, bu durumda mahkemece, borçlunun sıra cetveline itiraz davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip borçlusunun konkordato talebinin reddine ve iflasına karar verildiği, iflasın mahkemenin kaldırılan önceki gerekçeli kararında olduğu üzere 27/09/2021 günü saat 10:38 itibariyle açılmasına karar verildiği ve iflas kararının 18/03/2023 tarihinde kesinleştiği, İİK'nın 193/1 maddesi gereğince şikayete konu sıra cetvelinin düzenlendiği tarih olan 18/08/2022 tarihi itibariyle borçlu şirketin iflasına karar verilmiş olduğu, şirket aleyhine yapılan takiplerin durduğu, iflas kararı kesinleştiği anda takipleri düştüğünden, duran takipte icra müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenmesinin mümkün olmadığı-
"Ödünç alan ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.'' ibaresinden, alacaklının ödünç verdiği şey için dava açması ya da takip başlatması için ilk istemden başlayarak altı hafta beklemesi gerektiği, alacağın bu süre sonunda muaccel olacağı, muaccel olmayan bir alacak için dava ve takip başlatılmasının mümkün olmadığı-
Yerel mahkemece verilen görevsizlik kararı ile mahkemeye gelen dosyanın işverenin işçi alacağının davalı şirketin iflas tarihinden önce doğmuş olduğundan iflas alacağı olup bu davanın kayıt kabul davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, taraflar arasında aynı olaya ilişkin daha önce açılan kayıt kabul davasının olduğu, anılan davanın yargılamasının devam ettiği gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-ı, 115/2 maddeleri uyarınca derdestlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Davacıların kooperatifin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, ilk derece mahkemesi gerekçelerinin yeterli ve istinaf sebeplerini de karşılar nitelikte olduğu, hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalıların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı-
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; borçlunun aleyhinde başlatılan takibin konusu olan alacak için daha önce başlatılan ilamlı ve ilamsız takiplerin halen derdest olduğunu ileri sürdüğünün görüldüğü, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı gereğince borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16/2. maddesine dayalı süresiz şikayet niteliğinde olup, İlk Derece Mahkemesince istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı-
Şikayetçiler borçlunun yasal mirasçıları olmayıp, mirası reddeden borçlunun kardeşleri olup, şikayetlerinin borçlu ile ortak murislerinden intikal eden taşınmaz hisselerine konulan bir haczin olmadığı, şu hale göre şikayetçiler ..........'tan kendilerine intikal eden taşınmazda borçlu hisselerine konulan haczin kaldırılmasında hukuki yararları olmadığından şikayetin reddi yerine kabul yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
TMSF tarafından alınan satış kararı ve yapılan işlemlerin davalı TMSF'nin idari bir kurum olması nedeniyle idari işlem ve karar niteliğinde bulunduğu-
Takip tarihi, temlik tarihi ve şikayet tarihi dikkate alındığında, ................ A.Ş’nin takibe konu alacağını, davalı ...................Taşımacılık Oto Kiralama … Ltd. Şti.’ye 02/08/2017 tarihinde devir ve temlik ettiği, temlik eden davalı bankanın şikayet tarihinde takip alacaklısı olmadığı sabit olup tarafına husumet yöneltilemeyeceği gibi aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin ve yargılama giderlerine mahkum edilmesinin doğru olmadığı-