Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; borçlunun aleyhinde başlatılan takibin konusu olan alacak için daha önce başlatılan ilamlı ve ilamsız takiplerin halen derdest olduğunu ileri sürdüğünün görüldüğü, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı gereğince borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16/2. maddesine dayalı süresiz şikayet niteliğinde olup, İlk Derece Mahkemesince istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı-
Şikayetçiler borçlunun yasal mirasçıları olmayıp, mirası reddeden borçlunun kardeşleri olup, şikayetlerinin borçlu ile ortak murislerinden intikal eden taşınmaz hisselerine konulan bir haczin olmadığı, şu hale göre şikayetçiler ..........'tan kendilerine intikal eden taşınmazda borçlu hisselerine konulan haczin kaldırılmasında hukuki yararları olmadığından şikayetin reddi yerine kabul yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
TMSF tarafından alınan satış kararı ve yapılan işlemlerin davalı TMSF'nin idari bir kurum olması nedeniyle idari işlem ve karar niteliğinde bulunduğu-
Kadın tarafından açılan ilk davanın reddedilmesinden sonra ancak bu red kararı kesinleşmeden önce açılan ikinci boşanma davasının dava dilekçesinde; ilk davadan farklı ve ilk davanın açıldığı tarihten sonra da devam ettiği iddia edilen boşanmaya sebep olabilecek yeni vakaların ileri sürüldüğü, dinlenen tanık beyanında bu vakıaya ilişkin anlatımların yer aldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği- "Eldeki davanın ilk davanın yargılaması devam ederken açıldığı, böyle olunca somut olayda derdestlik' koşullarının bulunduğu" ve "kesin hüküm bulunduğu" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takip tarihi, temlik tarihi ve şikayet tarihi dikkate alındığında, ................ A.Ş’nin takibe konu alacağını, davalı ...................Taşımacılık Oto Kiralama … Ltd. Şti.’ye 02/08/2017 tarihinde devir ve temlik ettiği, temlik eden davalı bankanın şikayet tarihinde takip alacaklısı olmadığı sabit olup tarafına husumet yöneltilemeyeceği gibi aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesinin ve yargılama giderlerine mahkum edilmesinin doğru olmadığı-
Davacı tarafın, davalıların elektrik aboneliğinin kurulu bulunduğu yerde muvazaalı kullanım yaptıklarının ve davalı muvazaasının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de; eda davası (zararın tazmini) ile davalılardan hakkını talep edebilecekken, aynı zamanda işlemlerin muvazaalı olduğunun tespitini talep edilmesinde meşru ve güncel bir hukuki yarar bulunmadığı-
6102 sayılı Kanun'un 598 inci maddesinin ikinci fıkrasında şirket müdürü tarafından tescil yapılmaması halinde ayrılan ortak adının silinmesi için Ticaret Sicili Müdürlüğüne başvurabilir hükmünü içerdiği, dosya kapsamından davacının böyle bir başvuru yaptığının ispatlanamadığı, bu haliyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı-
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin şikayetçinin, muris adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı bulunduğu ve borçlunun mirasçılıktan çıkarılması nedeniyle muris adına kayıtlı taşınmazlarda hak sahibi olmadığından bahisle, borçlunun borcundan dolayı uygulanan hacizlerin haksız olduğuna dair gerekçeleri yerinde ise de; haciz uygulanan ve şikayet konusu yapılan taşınmazlardan bir kısmının, ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin sayılı kararına konu olan vasiyetnamede yer almadığının görüldüğü, buna göre mahkemece; şikayete konu haciz uygulanan taşınmazlarla ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin ................ sayılı kararında şikayetçinin tek atanmış mirasçı olduğuna karar verilen taşınmazlar mukayese edilerek, şikayetçiye vasiyet edildiği tespit edilenler yönünden şikayetin kabulüne, şikayetçiye vasiyet edilmediği tespit edilenler yönünden ise şikayetçi 3. kişinin şikayet hakkı bulunmadığı nazara alınarak şikayetin, şikayet hakkı yokluğundan reddine hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı site yönetiminin banka hesaplarına uygulandığı iddia edilen blokelerin kaldırılması talebi- Davacı vekili, pandemi nedeniyle genel kurul yapılmadığını, mevcut yöneticinin görev süresinin devam ettiğini öne sürerek, blokelerin haksız olduğunu savunmuşsa da, herhangi bir bloke işlemi uygulanmadığı ve davacının zarara uğradığını ispatlayacak delil sunulmadığı, davacının mevcut olmayan bir blokeden dolayı mevcut olmayan bir zarar iddiasına karşı dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı-
