Başvuru dilekçesindeki talep açıkça aracının değerinin incelenmesi talebini içerdiğinden bu talebin tespit niteliğinde olmasına karşın Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından tahsil hükmü kurulduğundan davacının bu durumda tespit talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı kabul edilerek aracın değerinin incelenmesine ilişkin talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Müdahale talep eden vekili sebebini açıklayarak ve müvekkilinin davacı yanında davaya katılmak istediğini bildirerek usulünce fer'i müdahillik dilekçesi vermiş olup, davacı şirket ile aralarındaki satış vaadi sözleşmesi gereğince ödenen taşınmaz satış bedeli ile ilgili olarak 19/06/2017 tarihli protokole göre davacının ödemesi kararlaştırılan 61.500 USD paranın müdahale isteyene ödenmesinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/215 Esas sayılı bu davasının davacı şirketin lehine sonuçlanması süre ve koşuluna bağlandığı, eldeki davada mahkemece "müdahale talep edenin iddia ettiği hak ile dava konusu hakkın doğrudan ilgisinin bulunmadığı" gerekçesi ile fer'i müdahillik talebinin reddine karar verilmesi usulen doğru olmadığı, ancak eldeki davada verilen "davanın reddi" yönündeki nihai karar davanın taraflarınca istinaf edilmediği gibi, her iki taraf vekilince de "istinaf isteğinden feragat edildiği" ile ilgili dilekçe verildiği, yargılama sonucunda verilen hüküm sadece taraflar hakkında verildiğinden ve kendisi hakkında hüküm kurulmayan fer'i müdahilin bu hükmün esası ile ilgili olarak ancak yanında yer alacağı davacı ile birlikte, diğer bir deyişle davacının kararı istinaf etmesi halinde istinaf etmesi mümkün olduğundan, diğer yandan ise "davanın reddi" kararının davacı tarafça istinaf edilmemesi nedeniyle davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan, müdahale talep edenin artık bu aşamada davada müdahil olarak yer almasında herhangi bir hukuki yararı kalmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazda lehine kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılan şirketin, -İİK'nın değişik 134. maddesindeki- satış isteyen alacaklı, borçlu, resmî sicilde kayıtlı ilgililer ile sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişilerden olduğu ve davanın nispi harca ve teminata tabi bulunduğu- Şikayetçi nispi harç ve akabinde teminatı yatırmamış ise de mahkemenin harç yatırılmasına ilişkin "... TL nispi harcın davacı tarafından gelecek celseye kadar dosyaya yatırılmasına, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi)" şeklindeki ara kararının 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun olmadığı ve yasaya uygun olmayan ara kararının hukuki sonuç doğurmayacağı- Mahkemece şikayetçiye Harçlar Kanunu m. 30'a uygun şekilde ...... TL nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken, nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Davalı icra takibinin borçlu tarafından feragatle 11.09.2017 tarihinde kesinleştiği, davacı icra takip dosyasında 25.09.2017 tarihinde icra takibinin kesinleştiği, İİK 20. madde son cümlenin uygulanması durumunda dahi haczin kesinleşme tarihi (tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre geçse dahi), davalı icra takip dosyasında; davacı şirketin haczinin kesinleşme tarihi olan 25.09.2017 tarihinden önce olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, davacının davalılardan sözleşme kapsamında alacak talebi ile davacının davalılara makbuz karşılığı ödendiği bedellerin iadesi istemine ilişkindir...
Mahkemece davacı tarafa yüklenici ile arsa sahipleri arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde davada yer almayan diğer arsa sahiplerinin de davaya dahil ettirilmesi ya da onlar hakkında dava açtırılıp, açılacak dava birleştirerek taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasının incelenip davanın karara bağlanması gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan ve taraf teşkili sağlanmadan davanın sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
Tamamlanabilir dava şartı- Davacının kazaya ilişkin tüm tedavi evrakı eklenip (eksik varsa temini ile) dosyada bulunan sağlık kurulu raporları da irdelenmek ve bizzat muayene edilmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak göğüs hastalıkları uzmanı hekimin de içinde bulunduğu uzman doktor heyetinden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının tamamlanabilir dava şartı olduğu -Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu; belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince, ilgili dosyada süresinde temyiz yoluna başvurulup başvurulmadığı, kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak somut olayda kesin hüküm bulunup bulunmadığı tartışılarak önceki dosyanın kesinleşmesi durumunda aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, bu durumda dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Harcın yatırılmamasının yaptırımının, "...davanın açılmamış sayılması," harç yatırılmakla birlikte teminatın yatırılmamasının yaptırımının ise "...davanın dava şartı noksanlığından usulden reddi" olduğu- Mahkemenin şikayetçinin İİK'nın 134. maddesinde belirtilen ilgililerden olmayıp, ihalenin feshi davasının görülebilmesi açısından nispi harç ve teminat yatırmak zorunda olan, başka bir deyişle kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığına ilişkin tespit ve gerekçesinin yerinde olduğu- Her ne kadar şikayetçi nispi harç ve akabinde teminatı yatırmamış ise de Mahkemenin harç yatırılmasına ilişkin ".................. TL nispi harcın davacı tarafından gelecek celseye kadar dosyaya yatırılmasına, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi)" şeklindeki ara kararının 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun olmadığı, yasaya uygun olmayan ara kararının hukuki sonuç doğurmayacağı- Mahkemece şikayetçiye Harçlar Kanunu'nun 30. maddesine uygun şekilde "...Davacı/şikayetçiye ................ TL nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesi ve hususun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasının gerektiği, mahkemece yapılacak işin öncelikle şikayete konu taşınmazlar ve bu taşınmazların toplam ihale bedeli belirlenerek bu bedel üzerinden hesaplanacak olan nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmek olduğu-