Kıdem tazminatı talebine ilişkin davanın adi ortaklığa açılmış olup, iş ortaklığının değil, bu iş ortalığının ortakları olan ticaret şirketlerinin davalı olarak gösterilmesi gerektiği, HMK. mad. 124 gereğince, davada hali hazırda taraf sıfatı bulunmayan ve iş ortaklığını oluşturan diğer limited şirkete usulüne uygun şekilde tebligat yapılarak husumet yöneltilerek esasa girilmesi gerektiği-
Murisin veraset ilamının dosyaya tebliği sağlanmadan sadece nüfus kayıtları üzerine inceleme yapılarak karar verilmiş ise de, öncelikle murise ait veraset ilamının dosyaya temininin sağlanması ve yasal mirasçısı olup olmadığının açık ve net bir şekilde tespiti gerektiği, yasal mirasçılar tespit edilir ise, bu mirasçılara vasiyetnamenin onaylı örneğinin tebliğinin sağlanması, yasal mirasçı tespit edilmez ise, murisin tek yasal mirasçısının Hazine olduğu gözetilerek, Hazine adına vasiyetnamenin onaylı örneğini de içerir şekilde duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkartılması ve usulüne uygun şekilde tebliğinin sağlanması gerektiği-
Taraflar arasındaki ticari araç (kamyonet) satım sözleşmesi ile davacının ikinci el araba satışı işi ile uğraşan davalıdan kamyonet satın aldığı, gerçek kişi olan davacının TTK hükümlerine göre tacir sıfatına haiz olup olmadığının araştırılarak, tacir olması halinde uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemeside, tacir sıfatını haiz olmadığında ise uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, bu durumda mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c ve madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK'nın 115/2. maddesi hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede "Mahkememizin görevsizliği", hüküm fıkrasında "Mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı vekilinin, hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek davalı Karayolları Genel Müdürlüğü'ne hizmet kusuruna dayalı olarak dava açtığı, buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, mahkemece idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu caiz olmadığından HMK.nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece tarafların tacir olduğu da dikkate alınarak davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kazanın 07.09.2014 tarihinde meydana geldiği, kazaya karışan ....... plakalı aracın davalı sigorta şirketince 12.04.2013-2014 vadeli poliçe ile zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalandığı, tramer kayıtlarında ise, kaza tarihi itibariyle aracın herhangi bir şirket tarafından düzenlenmiş trafik sigorta poliçesinin bulunmadığı anlaşılmakla, husumet re'sen gözetilmesi gereken bir dava şartı olup, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava şartı olarak belirlenen konkordato gider avansları ve konkordato talebine eklenecek belgelere ilişkin davacı vekiline 1 hafta kesin süre verildiği, ayrıca İİK'nun 286.maddesi uyarınca konkordato talebine eklenecek belgelerden olan finansal analiz raporunun usulüne uygun olarak sunulmadığı ve bu eksikliği gidermesi için de davacı vekiline 1 hafta kesin süre verildiği, verilen kesin sürelerin dolmuş olmasına rağmen bu eksikliklerin giderilmediği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, Daire'nin bozma ilamı doğrultusunda, (o yerde ayrı-müstakil bir tüketici mahkemesi bulunmadığı da gözetilerek) davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılarak işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, usul ekonomisine aykırı olacak şekilde davaya yine Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak Asliye Hukuk Mahkemesi yönünden görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu kaçak su kullanım tutanağının düzenlendiği 18.09.2014 tarihinde, davacı kurum ile davalı arasında herhangi bir abonelik sözleşmesi bulunmadığı, bu kapsamda uyuşmazlığın "abonesiz kaçak su kullanımı" şeklindeki haksız fiil iddiasından kaynaklandığı ve bu haliyle uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemenin (Asliye Hukuk Mahkemesi) görevi içerisinde olduğu-