Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanmasından kaynaklanan işyeri sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği-
Dava konusu yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan borçlunun amcasının üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınmasının zorunlu olduğu, o halde mahkemece, davanın HMK 114/1-b. maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlığın kira sözleşmesinden ve kira sözleşmesine bağlı protokolden kaynaklandığı, dava, 05/09/2014 tarihinde 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
22. HD. 15.10.2018 T. E: 12517, K: 22161-
Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı, davalı 3.kişinin İİK'nin 85/2 maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulundurma durumu da söz konusu olmadığına göre, davalı 3.kişinin dava dışı şirket adına yaptığı istihkak iddiası da geçerli olmadığından, davacı alacaklının İİK'nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği-
Dava konusu yapılan haciz sırasında adreste çalıştığını beyan eden ama isim vermekten imtina eden kişinin haciz yerinin borçlu şirketle ilgisinin bulunmadığını belirttiği, bu sırada haciz mahalline ...... isimli kişinin geldiği, "ben kardeşleri olurum" şeklinde beyanda bulunduğu, alacaklının istemi üzerine dava konusu menkullerin haczedildiği ve malların yediemin olarak söz konusu kişiye bırakıldığı, alacaklının, istihkak iddiasını kabul etmiyorum,dava açmak için süre istiyorum şeklinde beyanda bulunduğunun ve haczin sonlandırıldığının haciz tutanağından anlaşıldığı, temyize konu davanın ise hacizden 5 gün sonra alacaklı tarafından açıldığı, bu bilgilere göre, haciz sırasında ve sonrasında haczedilen menkullerle ilgili herhangi bir istihkak iddiasının bulunmadığının kabulü gerekeceği, öte yandan; davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Müteveffa sürücünün seyir halindeyken yol kaplamasının daralmasından dolayı direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi nedeni ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce bakım ve temizliğinin yapılmaması, yolda uyarıcı levha bulunmaması sonucunda kazanın gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, HMK'nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK'nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekeceği-
8. HD. 04.10.2018 T. E: 1874, K: 16830-