Davaya konu olan kiralanan ile ilgili üç yıl süreli kira sözleşmesinin dava dışı kişi tarafından kiracı olarak imzalandığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece yazılı kira sözleşmesinde davacının kiracı olmadığı gözetilip davacının bu davada aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, bu durumda mahkemece, HMK'nın 114/1-c madde hükmü gereğince anılan yasal düzenleme gözönünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörülmeyen HUMK'nın göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak hüküm fıkrasında "dava dilekçesinin görev yönünden reddine " ibaresine yer verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı yanın amacının, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanması olduğu, bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararının bulunmadığı, o halde mahkemece, davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Uyuşmazlığın, tacir olan tarafların ticari işletmesi ile ilgili ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK mad. 4 uyarınca nispi ticari dava niteliğinde olduğu, bu itibarla, HMK mad. 114/1-c ve 115/2 uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Konkordato işlemlerinin yürütülmesi bakımından gider avansının 2 haftalık kesin süre içinde yatırılması, yatırılmaması halinde HMK. 114-115 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddedileceği ihtarının davacı şirket vekiline tebliğ edildiği ancak tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddin gerektiği-
Mahkemece, davalının mirasçı sıfatı ve dolayısıyla pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gözetilerek davalı hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacılar vekilinin ıslah dilekçesi ile talebinin kooperatif üyelik tespiti olduğunun anlaşıldığı, ıslah nedeni ile 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz iş bu davanın, 6102 Sayılı Yasa'nın 5. maddesi gereği ticaret mahkemesi görev alanına girdiği-
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı- Hasım olarak  Hazine değil, Tapu Müdürlüğü'nün gösterilmesi gerektiği- 
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı-
Davacının ne kadar kredi kullandığı, kendisine fiilen ne kadar ödeme yapıldığı, ne miktarda ödeme yapacağı ve kullanılan kredi tutarının ne kadarının masraf ve komisyon olarak tahsil edildiği davacıya verilen belgelerden (sözleşmenin bir nüshası, geri ödeme planının bir sureti ve kredi kullandırım dekontu vs.) açıkça anlaşılmakta olup davacının sureti kendisinde bulunan belgeleri yeniden bankadan talep ederek muaraza yaratmasının hukuken korunamayacağı- Davacı tarafından haksız olarak yapıldığı iddia edilen kesintinin iadesi için miktar belirtmeksizin Tüketici Sorunları Hakem Heyetine harçsız olarak başvurulmasının mümkün olduğu- Yapılan kesinti tutarına göre hakem heyetince verilen karar kesin veya Tüketici Mahkemesinde açılacak dava için delil niteliği taşıyacakğı, davacı yanın amacı, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanması olduğundan, bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararı da bulunmadığı-