Her ne kadar mahkemece dava konusu kaçak elektrik kullanımı ile ilgili elektrik ücretlerinin dava dışı şirket tarafından alındığı, perakende satış şirketi ile ilgili sözleşme düzenlenmediğinden davada husumetin dava dışı şirkete yöneltilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; dava konusu faturaların kim tarafından tahsil edildiği araştırılarak, Elektrik Piyasası Kanunu, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu'nun çıkardığı ikincil mevzuat ve davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki bölünme sözleşmesi getirtilerek, uzman bilirkişi heyetinden ödeme belgeleri ve mevzuata göre davalının sorumluluğunu irdeleyen denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olunduğunun tespiti taleplerine sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği, bu davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olmadığı-
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davanın 24.10.2011 tarihinde açıldığı, dava konusu taşınmazın 27.10.2011 tarihinde davalılardan ......'e satıldığı, 04.01.2012 tarihinde diğer paydaşlara paylarına düşen satış bedellerinin ödendiği anlaşıldığından, yargılama sırasında taşınmazın satılmasıyla hukuki yarar şartının gerçekleştiği, eş söyleyişle, davanın açıldığı tarihte noksan olan dava şartının, hükmün verildiği tarihte mevcut olduğu, hal böyle olunca, mahkemece, dava şartı noksanlığının ortadan kalktığı gözetilerek, davanın esasının incelenmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar davacı tarafın ilaç ruhsat başvurusunda bulunması KHK’nın 75/1-f bendi uyarınca hukuka uygun ise de, dava ve ön inceleme tarihi itibariyle henüz sonuçlanmayan ruhsat başvurusuna dayalı olarak KHK’nın 149. maddesi uyarınca, ruhsat başvurusuna konu ürünün davalı taraf patentlerine tecavüz olmadığının tespiti istemi hukuki yarardan yoksun olduğundan, mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yargılama sırasında dosyaya sunulan ilaç ruhsatı yönünden inceleme yapılması ve karar verilmesi de mümkün görülmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar Mahkemece, davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmiş ise de .................Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ........... Esas sayılı dosyasında, tamir süresince kira kaybı talep edildiği, eldeki davada ise işlemiş kira alacağı istenilmiş olup, davaların tarafları aynı ise de, konusu aynı olmadığından derdestlikten söz edilemeyeceği, bu nedenle mahkemece, kiralananın hangi tarihte tahliye edildiği tespit edilerek tahliye tarihine kadar davacının kira alacağı olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Dosya içeriği ve tüm delillerden; davacının ........... havale tarihli dilekçe ile ......... Sulh Hukuk Mahkemesinde İİK 276/3 maddesi gereğince dava konusu taşınmazda kiracı değil malik sıfatıyla oturduğunu ileri sürerek malik olduğunun tespiti ve tahliye kararının durdurulması istemi ile ......... Esas sayılı davayı açtığı, ............ tarihli tensip tutanağı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın talep üzerine ............. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, mahkemenin yine dosya üzerinde yaptığı inceleme ile duruşma açılmaksızın davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle ........ tarihli kararla davanın reddine karar verildiğinin anlaşıldığı, hakimin ön inceleme safhasında 6100 sayılı HMK’nun 114.maddesinde sayılan dava şartları ile 116.maddesinde belirtilen ilk itirazlar hakkında asıl olanın dosya üzerinden karar vermesi gerekli olduğu halde gerek görülmesi halinde yani istisnai olarak ön inceleme duruşması açabileceğinin, 140.Md. hükmünde ise tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespitinden sonra hakimin tarafları sulhe teşvik etmesi gerektiğinin ve sonuç alınacağı kanaatinin hasıl olması halinde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma gününün tayin edilmesi icap ettiğinin öngörüldüğü, bu yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davacının talebi ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dosyanın ........ tarihinde mahkemesine tevzi edildiği, davalının ........tarihinde bir beyan dilekçesi sunduğu, mahkemece ........ tarihinde ise hüküm verildiği, dolayısıyla yargılamanın beş temel aşamasının iş bu yargılamada uygulanmadan sonuca gidilip bir karar verildiğinin tespit edildiği, hal böyle olunca davacının yerinde olan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince bozulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacılar tarafından, davalı şirketin iş akdine ve iş güvenliği mevzuatına aykırı davrandığı iddia edilerek, hizmet akdi ile görev yapan desteklerinin, iş kazası sonucu vefat etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulduğu, şu durumda, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğu, bu nedenle; mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı, çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaatinin olmadığı, eldeki dava dosyasında dava şartlarından olan derdestlik koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek işin esasının incelenmesi, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, öncelikli olarak dava konusu olay hakkında ......... İdare Mahkemesi'nin ......... E-........ K sayılı dosyasında görülüp sonuçlandırılan dava sonunda verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; eğer idari yargıda verilip kesinleşmiş görevsizlik kararı mevcut ise eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolunun görevli olduğu gözetilerek, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi'ne göndermek, bu mahkemece verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermek; şayet idari yargıda verilen karar kesinleşmemiş ise, bu kez de HMK'nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK'nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekeceği-
Konkordato davalarında, borçluların adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı yer mahkemesinin yetkili olduğu, bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu-
