Takip konusu ilamın, UYAP sisteminde yapılan sorgulamasında 11.3.2021 tarihinde kesinleştiğinin tespit edildiği, bu suretle ilamın şikayet tarihinden önce kesinleşmesi nedeniyle borçlunun şikayette hukuki yararı bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun reddi gerekeceği-
Takibin tarafı olmayan şikayetçi (iptal davasının davalısı) üçüncü kişinin, dosyanın işlemden kaldırılmasını (İİK. 78) talep edemeyeceği- Aktif husumetin dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar mevcut olması gerektiği- Taşınmazın kayden maliki olan şikayetçi-üçüncü kişinin İİK. 106, 110 gereğince şikayette bulunmakta aktif husumeti bulunsa da, şikayet tarihi itibariyle bulunan aktif husumetin, şikayetçinin kayden maliki olduğu taşınmazın ihalede davalı alacaklıya satılması ve ihalenin kesinleşerek  tescil yazısının yazılması ile sona erdiği-
İİK'nın 89. maddesi gereği borçlunun 3. kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, 3. kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz ihbarnamesi gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerektiği, bu durumun 3. kişinin hukukunu ilgilendirmekte olduğu, borçlunun korunmaya değer hukuki yararı olmadığından onun tarafından şikayet konusu yapılamayacağı-
Yargı harçlarının, 492 sayılı Harçlar Kanunda düzenlenmiş olup, dava açarken harç yatırılması şartının, HMK.'nin 114. maddesinde belirtilen dava şartlarından olmadığı- Dava harçlarının özel kanun ile düzenlenmiş olduğu- İhalenin feshi talebinin 30.11.2021 tarihinden sonra yapılması halinde kanunda belirtilen istisnai taraflar dışında kalan gerçek yada tüzel kişiler tarafından yapılması halinde ihale bedeli üzerinden nispi harca tabi olduğu ve nispi harcın yarısının peşin yatırılması gerekeceği- Aynı şekilde ihale bedelinin %5'i oranında da teminat yatırılması gerekeceği- Dava harcının yatırılması sağlanmadığından teminatın yatırılıp, yatırılmamasının ve teminatın yatırılmasına ilişkin ara kararının hukuki sonucunun da olmadığı-
Davacı ..........'in takip dosyasında borçlu olarak gösterilmediği, hakkında takip başlatılmadığı dolayısı ile aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, davacı borçlu şirket ile davalı alacaklı banka arasındaki ipotek sözleşmesi üst limit ipoteği olup, asıl alacak yönünden belirlenen ipotek limitinin dışında asıl alacağa işletilecek faiz ve diğer masrafların da ipotek kapsamına alındığının görüldüğü, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin davalı bankadan ipotekli ticari kredi kullandığı, kullanılan krediye ilişkin ifa edilmesi gereken ödemenin yapılmadığı ve davacı şirketin temerrüdü nedeni ile hakkında yasal takip başlatıldığı, talep edilen akdi ve temerrüt faiz hadlerinin kredi sözleşmesi ile mevzuata uygun olduğu, ipotek bedeli ile sınırlı olmak üzere ................ TL asıl alacağa % 72 temerrüt faizi, faize % 5 gider vergisi uygulanabileceği kanaatine varıldığı görülmekle, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu-
taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde, her iki taşınmaz üzerinde de 3083 sayılı yasanın 11. maddesi gereğince haczedilmezlik şerhi bulunduğu, bu taşınmazların haczi için .............. İcra Dairesince yazılan müzekkerelere verilen cevapta, bu şerhten bahsedilerek haciz kaydının işlenemediğinin bildirildiği, neticede her iki icra dosyasından da bu iki taşınmaz üzerine haciz konulamadığı, bu iki taşınmazla ilgili şikayetin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Şikayete konu taşınmazın tapuda avlulu kerpiç ev ve müştemilatı vasfıyla kayıtlı olduğu, davacı tarafça bu taşınmaza yönelik maişet şikayetinde bulunulduğu, meskeniyet iddiasında bulunulmadığı, maişet yönünden incelendiğinde; mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi raporu da nazara alındığında bu taşınmazın tarla vasfında olmadığı, üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yürütülmediği, bilirkişi raporu ekindeki fotoğraflar incelendiğinde de, bu taşınmaz üzerinde sadece kerpiç yapıların bulunduğu, maişet şikayetine konu bir taşınmaz olmadığı , bu taşınmaz yönünden de şikayetin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Kesinleşen ihalede fazla ödendiği ileri sürülen KDV'nin iadesi istemine ilişkin hususun icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği, mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Erkek eş tarafından kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna gidilmiş olsa da, tarafların boşanmalarına dair verilen hükmün “istinaf kapsamı dışında bırakılarak” kesinleştiği, dolayısıyla taraflar arasındaki evlilik birliğinin boşanma ile sona erdiği- Eşlerin evlilik birliği ve bu birlikten doğan sadakat yükümlülüklerinin boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesi ile sona erdiği- Sona eren evlilik hakkında boşanma davası açılması hukuki sonuç doğurmayacağından, erkek eş tarafından açılan zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının, eşlerin boşanma karar tarihine kadar gerçekleşen ve boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurlu davranışlarının tespitini amaçlayan eldeki davaya kusur belirlemesi yönünden bir etkisinin bulunmayacağı-
Davacı veya davalı sıfatının olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerektiği- Davacının murisine 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümleri uyarınca Samsun Belediye Encümeni tarafından tahsis işlemi yapılmış olduğundan, davanın bu davalıya karşı açılması gerektiği- Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının eldeki davada davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) bulunmadığından bu davalı hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin tarafı olmayan 3. kişilerin, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyemeyecekleri-