Mahkemece davalının zararının, sözleşmenin 28. maddesine göre hesaplandığı, sözü edilen zarar hesabının, taşımanın başka bir tankere yaptırılması halinde davalının fazladan ödemek zorunda kaldığı meblağın tesbitine yönelik olduğu, davalı bu şekildeki zarar hesabını temyiz etmeyip kabul ettiğine göre, teminatın cezai şart niteliğinde olmadığı hususunun kesinleştiği, davacının, davalının taşımayı başka bir tankere daha düşük maliyette yaptırdığını bu sebeple zararı olmadığını iddia ettiğinden, bu iddia tahkik olunup, sonucuna göre hüküm kurulmasının gerekeceği-
Davacının, «vekil tayin edip yetkili kıldığı eşinin temyiz kudretinden yoksun olduğunu» ileriye sürmesinin diğer olgularla birlikte nazara alındığında, Medeni Yasanın 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağı, bu sebeple ihalenin feshi talebinin reddi gerekeceği–
İİK. 128a/II’deki iki yıllık sürenin başlangıcının; «kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarih» olduğu—
Takibe konu olan ilamın kira ilişkisinden doğan hakka dayandığı, infaza karşı çıkan kişinin de kiracı durumunda olduğu, olaya İİK.nun 276. maddesinin uygulanmasının gerekeceği, ilam ve ilama dayanak olan kira sözleşmesinden sonra yapılıp noterce onaylanmış kira sözleşmesinin ilam alacaklısına karşı kullanılmasının mümkün olmadığı, olayda ilamın kendisince işgal edilen kısmı içermediği iddiası davacı tarafça ileri sürüldüğünden bunun incelenmesinin gerekeceği-
Trafikte kayıtlı arabanın 18.6.1985 tarihinden sonra devir ve satışlarının noter aracılığı ile yapılmadığı sürece geçersiz olduğu, o halde davacının bu aracın maliki sayılamayacağı-
Müşterek borçlu sıfatıyla borçlu alacaklıya demek suretiyle rücu hakkını kazanan kişinin, bu hakkını ilama bağlatmadan sadece rücu belgesi ile ilamlı takip yapamayacağı–
Ciro suretiyle geçersiz bonoyu elinde bulunduran hamilin, bononun geçersizliğini bildiğini ve kötüniyetle elinde bulundurduğunu ispat etmenin mümkün olduğu-
Takibi itiraza uğrayan davalının hem İcra Tetkik Mercii’ne hem de genel mahkemelere başvurabileceği, ancak genel mahkemelere başvurma İİK.nun 67. maddesinde öngörülen 1 yıldan sonra olursa itirazın iptalini istemenin mümkün olmayacağı, çünkü bu hak düşürücü sürenin, niteliği itibariyle kesilmesinin veya durdurulmasının da söz konusu olamayacağı, kira akdinin başlangıcından değişik bir ifade ile akdi ilişkinin ilk kurulmasında alınan tahliye taahhüdünün serbest iradeye dayanmaması sebebiyle geçersizliğinin, bu konuda çıkarılan 4.10.1944 gün 25/20 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile kabul edildiği, yenilenmek suretiyle devam eden kira akitlerinde kabul edilen tahliye taahhüdünün geçerli olduğu-
Bankalar tarafından düzenlenen kredi sözleşmelerindeki dönemler sonunda noter aracılığı ile borçluya tebliğ edilen hesap özetlerine, bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde; krediyi kullanan tarafın hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebileceği, aksi tavrın ayrıca inkar tazminatını gerektireceği-
İİK. 68/b maddesi uyarınca yapılacak inceleme sonucunda «inkâr tazminatı»na hükmedilebilir mi?–