Davacının mesleki konumu yönünden yaptığı açıklamanın yakışıksız olduğu, bu konuda yol göstermesinin doğru olmadığı ileri sürülmüş ise de; davalının konuşmanın bütünlüğü göz önünde tutulduğunda, konu ile anlatım arasındaki düşünsel bağlılığın korunduğu, yalnızca sert eleştiri olarak kabul edilebilecek nitelendirmelerde bulunulduğundan, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı-
Özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasında kamu yararı bulunmadığı gibi kişinin özel yaşamının gizliliğine ve haberleşme hürriyetine saldırı niteliği taşıyacağından, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Kişilik hakları saldırıya uğrayan zarar görenin davayı kendisinin veya davalının oturduğu yer mahkemesinde ya da haksız eylemin gerçekleştiği yerde açabileceği-
Yayımlanan dava konusu haberin, yayımlandığı gündeki görünür gerçekliğe uygun olup hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak istemin tümden reddedilmesi gerekeceği-
Güncelliği de bulunan böyle bir iddianın haber konusu edilmesinde ve üzerinde yorumlar yapılmasında hukuka aykırılık olmayıp, yayın içeriğinde yapılan değerlendirmeler sırasında kullanılan sözlerin olayın gösterdiği özelliklere ve anlatılmak istenen amaca uygun olduğu-
Aynı üniversitede öğretim üyesi olan davalının, yukarıda açıklanan olguları eğitim düzeyi ve görev alanı içerisinde doğru bir biçimde değerlendirmeyerek, haksız kazanç sağlama çabası olarak değerlendirilmesi hukuka aykırı olduğundan davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Davalılar tarafından Cumhuriyet Savcılığına verilen şikayet dilekçesinde “yağma” kelimesi kullanılmış ise de dilekçe içeriğinde yer alan olayların oluş şekline ilişkin açıklamalardan bunların yağma suçunu oluşturmadığının, nitelendirmenin hatalı yapıldığının anlaşılmış olmasına, davalıların kendi hatalı hukuki nitelendirilmeleri sonucu ifade ettikleri suç vasfı nedeniyle şikayet hakkının sınırlarının aşılmadığı-
Bir istasyon yönetmeliğe uygun olarak çalıştırılsa da zarar verdiği takdirde yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması ve kullanıma devam edilmesi sonucunu doğurmayacağı-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı yere yakınlığı, çevre binalarda ve davacı yanın konutlarında yaşayanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği -