Başlığın çarpıcı olması, gazetecilik mesleğinin bir gereği olup; dava konusu haberin içeriği, davacının yazısının eleştirisi niteliğinde olup hukuka uygun bulunduğundan, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davacı hakkında, tutuklu sanık olarak yargılandığı kamu davasının iddianamesi ile yöneltilen suçlamalar ile ilgili inancını dile getirdiği, davacının gelir kaynaklarının araştırılması gerektiğine ilişkin düşüncelerini açıklarken davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak bir söylemde bulunmadığı-
İdari yargı kararını hukuki imkânsızlık nedeniyle uygulayamayan davalının sorumluluğu bulunmadığı sonucuna varılıp istemin tümden reddedilmesinin gerekeceği-
Manevi tazminat istenebilecek haller yasada sınırlı sayıda belirtilmiş olup, hukuki dayanağı bulunmayan her üzüntü hakkında manevi tazminata hükmolunmaması gerekeceği-
Dava konusu olayın özelliği, haberin verildiği zaman üzerinden uzun bir sürenin geçmiş bulunması ve Borçlar Yasası'nın 49/2. maddesindeki ölçüler temel alındığında; ayrıca yayına da karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Cumhuriyet Savcısı olan davalılar aleyhine yürüttükleri bir soruşturma nedeni ile düzenledikleri iddianameden dolayı tazminat davası açıldığı gözetilerek, karar gününden sonra yürürlüğe giren 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa uyarınca yeniden değerlendirme yapılıp varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Takdir edilecek tutarın, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmasının gerekeceği-
Etkili eyleme ilişkin şikâyet yönünden doktor raporunun varlığı nedeniyle şikâyet dilekçesi hakkının kullanılması için yeterli emare bulunduğu kabul edilebilirse de cumhuriyet savcılığı tarafından takipsizlik kararı verilen gasp iddiasına ilişkin şikâyeti haklı gösterecek nitelikte yeterli emarenin olmadığı-
5187 sayılı Basın Yasası'nın 2/c maddesi gereğince süreli yayın niteliğindeki dava konusu haberin yayımlandığı 04/02/2005 günlü gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü olan davalılardan ….’a, yasal düzenleme gereğince husumet yöneltilemeyeceği-
Sözü geçen hakaret eyleminin karşılıklı olması veya karşı davacının silah göstermesi üzerine yapılmış olmasının hakarete maruz kalan karşı davacının davasının tümden reddini gerektirmeyeceği-