Davalının şikayeti anayasal bir hakkın kullanılması niteliğinde olup salt davacıyı zarara uğratmak kastı bulunmadığından, davacının kişilik haklarına saldırı olgusunun gerçekleştiğinden söz edilmeyeceği-
Dava konusu yayını nedeniyle gazete sahibi ve genel yayın yönetmeni olan iki davalının ortaklaşa ve dayanışmalı (müşterek ve müteselsil) sorumlulukları bulunduğu iddiası ile manevi tazminat istendiği halde, istekle bağlılık ilkesine aykırı olarak, her bir davalının iki ayrı manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekeceği-
765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 482. maddesinde düzenlenmiş bulunan hakaret suçuna ilişkin ceza zamanaşımı süresi, aynı Yasa'nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıl olup tazminat davasında uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için ceza davası açılmış olması gerekmediği gibi davalının cezalandırılmış olmasının da gerekmeyeceği-
Davalı ceza mahkemesinde davacıya karşı iftira suçunu işlediği gerekçesiyle cezalandırılmış ise de "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verildiğinden, bu ceza kararının hukuk hâkimi yönünden bağlayıcı olmadığı-
Hukuki sınırlar içinde kullanılmayan eleştiri hakkının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı gözetilerek, anlatım biçimi yönünden eleştiri sınırını aşan yukarıdaki sözlerin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu sonucuna varılıp davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davalının söylediği iddia edilen sözlerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı, "açığa alındı" sözünü ise davalının söylediğinin kanıtlanamadığı benimsenip istemin tümden reddedilmesi gerekeceği-
haberin yayın tarihi itibari ile güncel bir haber olduğu, eleştiri sınırları içinde olup kişilik haklarına saldırı oluşturacak unsurlar içermediği, yayındaki habercilik tekniği gereği yan unsur olarak nitelendirilebilecek ayrıntılar nedeniyle gerçeklik unsuru bulunmadığından söz edilerek davalıların manevi tazminatla sorumlu tutulmalarının usul ve yasaya uygun düşmeyeceği-
Dava konusu uyuşmazlık 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 1. maddesi kapsamındaki eser sahibinin maddi ve manevi haklarının korunmasına ilişkin olmayıp, Medeni Yasa'nın 24 ve 25. maddeleri ile Borçlar Yasası'nın 49. maddesinden kaynaklanan kişilik haklarına saldırıya ilişkin olduğundan uyuşmazlığın çözümünde genel hukuk mahkemeleri ve bu bağlamda eldeki davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı-
Haberde yapılan değerlendirmelerde yer verilen sözler, olayın gelişim biçiminin gösterdiği özelliklere ve anlatılmak istenen amaca ve yayın günündeki beliren duruma uygun olup, görünen gerçekliğe uygun, eleştiri niteliğinde bulunan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davalının yazdığı bu sözcüklerin o davada iddia ve savunma sınırlarını aştığı, davacının akıl sağlığının incelenmesinin istenmesinin kişilik hakkına saldırı oluşturduğu-